Ülke olarak 3 gün içinde ardı ardına yaşanan iki cinsel taciz olayıyla sarsıldık. İkisinin de adresi İstanbul Küçükçekmece’ydi. Biri 5, diğeri 7 yaşında iki kız çocuğu iki sapkın yaratığın hedefi oldu. Biri önceki gün yakalanmıştı. Pakistan uyruklu çıktı. Diğerinin de dün yakalandığını öğrendik. 37 yaşındaki bu iğrenç yaratığın daha önce de yine birkaç cinsel taciz olayına karıştığı ve bu suçtan sabıka kaydı olduğu anlaşıldı. Yani aşağılık yaratık tacizi bir alışkanlık haline getirmiş…

Bunlara ne söylesek, ne yazsak içimizdeki öfkeyi, nefreti tam olarak ifade etmiyor. Bütün ülke infial içerisinde. ‘İdam geri gelsin’ diyenlerin sayısı çığ gibi artıyor. Sorunu çözer mi, çözmez. Bunları assanız ne olur. Ruhları hasta bunların. İdam belki bazıları üzerinde caydırıcı olabilir. Belki biraz korkutabilir ancak eninde sonunda içlerindeki şeytan yine galip gelecek, yine nice meleklerin kanına girecekler. Durduramazsınız. Ne güvenlik tedbirleriyle, ne alınacak başka önlemlerle. Tek ve öncelikli yolu, toplum içinde kamufle olmuş bu ruhsal bozuklukları teşhis etmek. Önce teşhis edeceksiniz, sonra mümkünü kabil ise tedavi…

Tedavi edilemeyecek düzeyde ise toplumdan izole edeceksiniz. Başka yolu yok.

Gazetemiz köşe yazarlarından Psikolog Başak İnan dünkü köşesinde bir öneride bulundu. Ruh sağlığı alanında çalışan tüm uzmanların sigorta kapsamında halka tedavi sunması gerektiğini belirtti. “Üstelik bu bir lüks değil ‘zorunlu ihtiyaç’ kategorisinde yer almalı ve zorunlu sağlık sigortasının içinde 3-6 aylık periyotlar ile rutin olarak ruh sağlığı uzmanı muayenesi yapılmalı” dedi.  Psikolog İnan, ‘teşhis ve tedavi’nin önemini ise yazısında özetle şöyle dile getirdi; “Bu insanlar sadece çocuğumuza cinsel istismarda, akranlarına fiziksel şiddette bulunmuyor. Hayvana da tecavüz edebiliyor. Suç eğilimi de yoğun olabiliyor. İşlenen suç sonrasında toplumun sağlığını da, mağduru da onarmak çok daha zor olduğundan bunları öngörmenin bir yoludur rutin muayeneler. En sağlıklı önlem bu. Nasıl ki kanserin erken tanısında hayat kurtuluyor, erken tanı ve tedavi ile çocuklarımızı da koruyabiliriz. Özel testler ve klinik gözlem ile kişilerin eğilimleri ön görülebilir. Suça eğilimli kişiler bu sebeple daha kolay ulaşılabilir olur. Gün geçtikçe daha kötü bir hal alıyoruz. Bir zaman sonra şaşırmamaya başlayacağız ki bu en korkulası, gelinebilecek insanlık dışı nokta.”

Dikkate alınması gereken bir tespit ve öneri…

Yani demem o ki, önce ruh sağlığı bozuk bu kişileri bulup ortaya çıkarmamız lazım. Hem de bunu en kısa sürede yapmamız lazım. Dün de bahsettim, çocuk istismarına yönelik yayınlanan raporlar durumun vehametini ortaya koyuyor. Bu yüzden bir an önce harekete geçilmeli ve içimizdeki bu insani çürümüşlüğe bir son verilmeli.

Yoksa daha çok taciz olaylarına şahit olur, daha çok kahrolur, daha çok isyan ederiz…