Seçim Yaklaştı ya..
“Sol ve radikal sağ cenah” kamikazelerinde “ötekileştirme, karşı fikre saygı duymama” harekatı yine tavan yapmaya başladı..


Dün profilinde “Gazete Akdeniz'de çalışıyor” yazan Hilmi Şahin isimli bir arkadaşımız, Facebook’ta şöyle bir yazı paylaşmış:
“YIKILAN Otelin KAÇAK katlarında REVİZYON yapmak için OTELDE iş TATLIYA bağlanmış... Muhterem aldığı SAKAL parası ile tatilin dibine vuruyormuş... BILDIRCIN kuşu yakında duvara toslayacak... Enseleyeceğim sizi...”
Otelin adı yok, kaçak katlara izin veren belediyenin adı yok, “sakal” alıp tatilin dibine vuran kişi kim, belli değil..
Yani..
Tam bir “dedikodu”..
Ve dikkat edin, bunu yazan bir “gazeteci”..


Gazetecinin birinci görevi, doğru bilgi vermek ve kamuoyunu aydınlatmaktır..
Gazeteci “dedikodu” yapmaz, bildiğinin kanıtını bulur, yazar..
İster istemez Hilmi’nin yazısının altına şunu yazdım:
“Bu otelin ve bıldırcının bir adı var mı, yoksa üfürüyor musun?”
Ben, “araştırıyorum, bu tür insanları herkes bilmeli” diyecek diye beklerken, bana verdiği cevaba bakın:
“Ali abi, üfürme AKP'lilere has bir durum...”
Kendilerine sorulan soru işlerine gelmeyince sol ve radikal sağ cenah kamikazeleri bunu hep yapıyor..
“Cevap veremeyince, soru ya da cevap işine gelmeyince, kendisi gibi düşünmeyince” karşısındakine hemen “Ak Parti” yaftası yapıştırıveriyor..
Ak Parti’li olmak bir suç mu, hayır..
Sen nasıl ki CHP veya MHP’li ya da bir başka partili olabiliyorsan, birilerinin de Ak Parti’li olması kadar doğal bir şey olabilir mi?
Kaldı ki, ben hiçbir partili falan değilim..
Bunu bilmiyor mu?
Biliyor, ama başka türlü kaçamıyor, buna sığındığını sanıyor..
İşte bu zihniyet yüzünden, sol ve radikal sağ cenah yüzde 25’lerden yukarı çıkamıyor..


“Bu zihniyete” bir örnek daha vereceğim..
Geçtiğimiz hafta içinde “yüksek elektrik faturaları” nedeniyle bir grup sol cenahlı, CLK Akdeniz’i protesto etmek için eylem yapıyordu..
“Elektrik Mühendisleri Odası Başkanı’nın yanlış açıklamaları”nın da tetiklediği bu eylemde protesto edilen konularda suçun büyüğü CLK’da değil vatandaştaydı..
Konuyu çok iyi bilen Tüketiciler Birliği Antalya Şube Başkanı Neşet Gündüz eylemecilere, “yanlış biliyorsunuz, durun size doğru bilgi vereyim, eylem yapmak istiyorsanız yine devam edin” diye seslendi..
Neredeyse bir dayak yemediği kaldı..
Ve “Ak Parti seni satın almış” gibi laflarla adamı konuşturmadılar bile..
Çünkü..
Onlar için “doğru bilgi” önemli değildi..
Onlar için önemli olan, “vatandaşın dikkat kesildiği bir konuda” Ak Parti iktidarına saldıracak (kendilerince) bir neden bulmuş olmalarıydı.. 


Görüyorsunuz..
Protestocuların diliyle gazeteci(!) Hilmi Şahin’in dili ve niyetleri, diğer bütün “sol ve radikal sağ cenah kamikazeleri” gibi hep aynı..
Hiç değişmiyorlar..
Hiç gelişmiyorlar..
13 yıldır yaşadıkları yenilgilerden ders de almıyorlar..
Sosyal medyada mesnetsiz, belgesiz, şahitsiz yazılarla milleti kandıracaklarını sanıyorlar..
Kendilerini akıllı Türk halkını ahmak olarak görüyorlar..


Sonuç?
Biri yüzde 25’lerde, diğeri yüzde 13’lerde gezinip duruyor..
Niye?
Çünkü millet Türkiye’de nelerin olup-bittiğine kendi gözleriyle bakıyor, aklıyla sentezliyor, kimin ne yaptığını ya da yapmadığını çok iyi görüyor, tercihini de ona göre yapıyor..
Ama.. 
Türkiye’de oy verenlerin yüzde 50’sini “beyinsiz” diye nitelendirenler bunu bir türlü göremiyor..
Onlara da siz bir isim bulun artık..


Şimdi soruyorum; “kim üfürüyor?”