Dünkü yazımızda intihar girişimlerinde sosyal medyayı kullananların ne kadar arttığına dikkat çekerken, bunun nedenlerini sorgulamıştık, uzmanların görüşleri ışığında…

Sosyal medya işin güncel ayağı.

Aslında genel anlamda intihar vakalarında ciddi bir artış söz konusu.

İşsizlik, gelecek kaygısı, tatminsizlik ve tabi belki de en önemlisi, maneviyatsızlığın toplumu getirdiği nokta bu maalesef…

Evlilikler, arkadaşlıklar, zenginlikler çok ama çok kısa sürede ve büyük bir hızla tüketiliyor.

Tükettikçe mutsuzlaşan bir toplum haline geldik…

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre intiharların yüzde 72’sini erkekler, yüzde 27’sini ise kadınlar oluşturuyor. İntihar edenlerin yüzde 48,8’i ‘evli’, yüzde 38,4’ü ‘hiç evlenmemiş’, yüzde 5,6’sı ise ‘boşanmış’ kişiler…

İnanç zafiyeti, inançlarla sosyal yaşamda karşılaşılan tezatların oluşturduğu zihinsel çatışmalar intiharları tetikleyici unsurlardan muhakkak. İşsizlik, gelir dağılımındaki dengesizlik, çağımızda tüketimin en önemli suç aleti olan, gelirin 3-5 katı harcamayı yaptıran kredi kartları gibi daha birçok etken de var. Bilimsel çalışmalar, en çok banka borçlularının, daha sonra askerlerin, arkasından, polislerin, öğretmenlerin ve diğer memurların intihar ettiğini gösteriyor. TÜİK’in 2013 verilerine göre Türkiye’de son on yılda 934 asker, 300 üzerinde polis, 35 öğretmen, son sekiz yılda kredi kartı borcunu ödeyemediği için 200’den fazla kişi canına kıymış.

Ürküten, korkutan, düşündüren sadece intiharlar mı? Hemen her gün gazete ve televizyonlarda duyuyor veya okuyoruz. Akla hayale gelmeyen cinayetleri, vahşet içeren görüntüleri, hayvan katliamlarını vs…

Ekonomisi altüst olmuş, manevi değerleri örselenmiş, ruh sağlığı bozulmuş bir toplum haline geldik vesselam…

Dünya Sağlık Örgütü’nün verileri, sorunun dünya genelinde de hızla yayıldığını gösteriyor. Ruh sağlığı bozukluklarının giderek çoğaldığını belirten örgüte göre, bu hastaların sadece yüzde 1’i ihtiyaç olunan kaynaklara erişebiliyor. Yani dünyada depresyon geçiren milyonlarca insan ya yetersiz tedavi görüyor ya da hiç tedavi almıyor. Dünya genelinde ruh sağlığı için yapılan harcamalar son derece düşük. Rapora göre, az ve orta gelirli ülkelerde 100 bin kişiye bir sağlık çalışanı düşerken, zengin ülkelerde bu oran 2 bin kişiye bir sağlık çalışanı şeklinde. Yoksul ülkelerde ruhsal sağlığa kişi başı 2 dolar harcanırken, bu oran yüksek gelirli ülkelerde 50 doları buluyor.

Raporun bir diğer dikkat çekici tespiti ise, dünyada her yıl ortalama 900 bin kişinin intihar ediyor olması. İntihar, gençler arasındaki ölümlerin ikinci büyük nedeni.

Ve öyle görülüyor ki, acil önlem alınmaması halinde önümüzdeki süreçte tüm dünyanın birinci sorunu ruh sağlığındaki bu ciddi bozulma olacak…