Nasıl uzun saçlı olmayı tercih eden erkek var ise, kısa saçlı olmak isteyen ve hatta ilkokul çocukları gibi saçını 3 numara kestiren bayanlara da rastlamak mümkün.

Özellikle 12 Eylül 1980 öncesi solcu gençler saç uzatır, solcu oldukları uzattıkları saçtan anlaşılırdı. Şimdilerde ise kimin ne olduğuna ancak sakalından mı karar verilecek ne?

Eski bir spor gazetecisi ve idarecisi olarak,  TRT’den yayınlanan 1. Lig maçlarını kaçırmayan birisiyim ve gelişi güzel sakal uzatıp, dikkat çekmek isteyen mi desem yoksa ideolojisi gereği o sakalı  bıraktığı günden itibaren kesmediği açıkça anlaşılan bir yığın futbolcu görüyorum.

İdeolojisini yansıtma çabasındaysa-ki bana göre öyle.,

Yanlış.

Dikkat çekmek için yapıyorsa.,

Küllüm hata..

İdeoloji dedik ya ilk olarak.,

Kimin nasıl sakal bıraktığı ile ilgili google amcaya tarifini yazsak emin olun ki, karşımıza örnekleriyle ilgili destanlar çıkar..

Sakal kesmenin yasak olduğu mezheplerden tutun da, dinimizin o konudaki emirlerine varıncaya kadar bir yığın örneklemeler eminim saymakla bitmez.,

Hangisini kopyala-yapıştır yapayım da, bilgi sahibi olmadığım bir konuda yorum yaparsam ne gibi bir tepki alırım diye düşünmedim değil ancak.,

Birileri alınacak, gücenecek, kırar mıyım acaba niyetiyle hiçbir yazıma başlamadım, hiçbir yazımı da aynı düşünceyle bitirmedim. Doğrumun dikinde gittim ve hala aynı zihne sahibim.

Ne yazık ki ekranda gördüğüm yeteneği ve oynadığı futbolla dikkat çekmesi gereken bazı sporcu kardeşlerimi gördükçe, “Bu ne ya”  demeden duramıyorum..

Benim uzun yıllar aynı odayı paylaştığım Hakan Yunusoğlu isimli üstadım vardı..

Toprağı bol olsun, görev şehididir kendisi, arada sırada kesse de, genelde tüm çevresi sakallı halini bilir, onu sakallı imajıyla hatırlar. Bir gün oda sohbetimiz sırasında, “Neden hep sakallısın” sorusunu yönelttim.

Ben, “Sana ne yahu” cevabına hazırlıklıydım ki, şaşırttı.

“At gibi surat görüntüsünü en iyi kapatmanın yolu imaj değişikliği olduğunu söylerler ya, ben de çareyi sakal salmakta bıraktım ki, sence de hiç fena durmuyor değil mi” gibi mütevazi bir cevap vermişti.

Ama ben bırakın PTT 1.Lig takımlarında top koşturan birçok futbolcunun sakallı imajını, Türkiye Süper Ligi’nde dahi çok oyuncunun bıraktıkları sakal, sanki  ilk günden itibaren bir kez olsun düzeltilmediği gibi, “Hiç mi berber yüzü görmediniz be koçum” demekten kendimi alamadığım zamanlar oldu.

Önceki gün bir dost ortamında yine PTT 1.Lig maçı izliyoruz. Takım isimleri ve sporcu ismi vermeyeceğim, ekrana bir pozisyon geldiği an, yan tarafımızdaki Metin ağabey tespitini patlattı.

“Bu adam kesin İŞID’cı”..

Buyur buradan yak!..

Ya eskiden sakal insanların imajıydı da, şimdilerde ideoloji olduysa eğer,”O falanca kesimi temsil ediyor, filanca mezhebin temsilcisi” türünden yakıştırmalara maruz kalan her sporcunun devlet tarafından araştırılması gerekir mi, gerekmez mi?

Hacca gidip gelen ve “Hacı” unvanını alan büyüklerimiz bile adabıyla sakal bırakıyor yahu.

Tamam, renkler ve zevkler tartışılmaz da, ekrana çıkan sizseniz, ekrana çıktığınız için izleyenler de bizleriz. Yani milyonlar.

Bilmem anlatabildim mi?..