Türkiye, 30 Mart yerel seçimlerinin havasına iyiden iyiye girdi.
Ancak aynı heyecan Antalya’da yok.
Buna rağmen nereye gitsek, kiminle otursak hep o soruyla karşılaşıyoruz: “Büyükşehir’de seçimi kim kazanır?”
Deneyimli politikacı Süleyman Demirel’in ifade ettiği gibi siyasette 24 saat bile çok uzun bir süre. Dolayısıyla bugünden bir şey söylemek sağlıklı olmaz. Ancak Büyükşehir için bugünkü fotoğrafı anlatma şansımız var.
İlk olarak CHP’den başlayalım. 2009 seçimlerinde elde edilen 30 bin oy farkına güveniyor. Yani merkezdeki oy potansiyeline inanıyor. 17 Aralık operasyonundan da medet umuyor. Kırsalda ise durum farklı. Tedirginlik yaşıyor. Yine 2009 seçimlerinde partilerinin kazanma şansı bulunmadığı için CHP’yi tercih eden MHP’li seçmenin bu kez farklı davranacağı söylentileri en büyük korkusu. Kısacası MHP kendi adayını tercih edecek. Haliyle bu CHP’ye puan kaybettirecek.
AK Parti ise yavaş yavaş sahaya inmeye başladı. En büyük kozu kuşkusuz CHP’li başkan Mustafa Akaydın’ın yerine getiremediği sözleri olacak. En çok da 100 bin kişiye iş ve bedava elektrik gibi doneleri kullanacak. Suya 3 kez yapılan zam ajandalarında yer alacak. Halkkart’tan dolayı Büyükşehir Belediyesi yönetiminin ağır cezada yargılandığını her fırsatta dillendirecek. Kendi dönemlerinde yapılan yatırımları haklı olarak ortaya dökecek. Tabi CHP döneminde boşa geçen 5 yılı da işleyecek. 2011 yılındaki genel seçimlere baktığımızda şanslı olduğunu da görürüz. O tarihte Antalya’da birinci olan ve TBMM’ye en çok milletvekili gönderen AK Parti, Bütünşehir Yasası ile yine iddialı durumda olacak. Genel seçimlerde CHP’ye 70 bin oy fark attığını da unutmamak gerekir.
MHP’ye gelince.
Hiç bu kadar iddialı duruma gelmemişlerdi. Kırsalda durumu iyi. Bunu merkezle bütünleştirirse şansını daha da yükselir. Kamuoyunun bir kesimi tarafından üçüncü parti olarak gösterilmesi en büyük handikabı olacak. Ancak Büyükşehir’i almaları zor gözükse de bazı ilçelerde sürpriz yapacağı düşünülüyor.