Cumhuriyet Halk Partisi içerisinde siyasi fanatizmin doruklarında bir grup var ki, resmen gözleri dönmüş...

Hemen her meseleye at gözlüğü ile sadece ve sadece kendi pencerelerinden bakan bu grup, kendileri gibi düşünmeyen, kendileri gibi yaşamayan herkese şiddetle karşı…

Onlar için tek doğru, kendi doğruları…

Gözleri ve gönülleri o kadar kararmış ki, kendi içlerinde bile farklı düşünceye tahammülleri yok. İşte son örneği Celal Kılıçdaroğlu’nun istifası. Celal Kılıçdaroğlu kim, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun kardeşi. Kardeş Kılıçdaroğlu’nu ağabeyinin genel başkanı olduğu partiden koparan şey de, işte yukarıda özetlemeye çalıştığım siyasi fanatikler…

Kardeş Kılıçdaroğlu, FETÖ’nün Didim Belediyesi ile olan ilişkisine dikkat çekmek adına bir protesto yürüyüşü planladı ve yaptı. Parti genel merkezinden bağımsız, sadece bir birey olarak demokratik hakkını kullandı. Ancak CHP Genel Merkezi’ndeki ‘at gözlüklü’ şahsiyetler bunu kaldıramadı. CHP Genel Başkan Yardımcısı Tekin Bingöl tarafından ihraç talebiyle disipline sevk edildi. O da, “Sizin ihraç etmenize gerek yok ben zaten bu partide durmam artık” diyerek istifasını sundu.

Şimdi kimi CHP şakşakçıları bu durumu CHP’deki ileri(!) demokrasiye filan bağlayacak biliyorum. Ama artık bunu kimse yemiyor. Kardeş Kılıçdaroğlu da yemiyor olacak ki, istifa metninde bakın neler demiş;

“CHP Genel Merkezi, Atatürk ilke ve inkılaplarına sahip çıkan, FETÖ'ye ve yardakçılarına karşı duran, ülkesine, milletine, partisine bağlı olan beni disipline sevk etmiş ancak FETÖ'nün belediyeler imamı olduğu kesinleşen Erkan Karaaslan ile içli dışlı olan, CHP’ye 2014 yerel seçimlerden 3 ay önce kayıt ettirilmiş, siyasi geçmişi belli olmayan, FETÖ'cülerle kol kola olan Didim Belediye Başkanı Ahmet Deniz Atabay’ı içine sindirebilmiş. Böyle bir kişiyi içine sindirebilen bir parti ile benim zaten işim olmaz. Kaldı ki CHP yönetimi Atatürk’ün fotoğrafını kaldırıp çöpe atanı değil, bunu açığa çıkaranı atıyor. Atatürk anıtını söküp Didim Belediyesi çöplüğüne atan Deniz Atabay’ı değil, beni partiden atıyor. FETÖ’nün okullarına yardım eden Beşiktaş Belediye Başkanı Murat Hazinedar’ı değil, Atatürkçü vatanına milletine sadık Birgül Ayman Güler’i atıyor. Ve daha neler neler… Bunca olanlardan sonra aklıma gelen soru şu; Acaba Genel Merkez yöneticileri beni ve Atatürkçüleri partiden atmak için talimatı Pensilvanya’dan mı alıyor? Bu saatten sonra ben zaten CHP’de durmam. Hiç zahmet etmesinler, istifamı veriyorum.”

CHP’ye aslında rakip partilerden çok daha fazla zarar veren bu fanatiklerle hiçbir zeminde anlaşmak, bir orta yol bulmak mümkün değil. Dedim ya, kendi doğrularının dışında hiçbir doğruyu kabul etmezler. Senelerdir muhalefeti fazlasıyla özümsediklerinden olsa gerek, hemen her meseleyi iktidara dayandırmakta da oldukça mahirler…

Gökten taş yağsa ‘iktidar’ yağdırmıştır onlara göre. Onlarla beraber yürüyüp iktidara sövüyorsanız en iyi sizsiniz. Yok eğer küçücük de olsa karşı çıkarsanız vay halinize.

Yazının başından beri özellikle ‘bir grup’ diye tasnif ediyorum bu zümreyi. Çünkü CHP içerisinde de son derece aklı selim insanlar olduğunu biliyorum ve bu yazdıklarımın onlarla asla bir alakası yok. 

Bu malum zümrenin lügatında siyasetle küfür, hakaret ve olur olmaz her şeyi eleştirmekle (özellikle iktidar yapıyorsa) eş değerde…

Hiçbir şeyi derinlemesine araştırmazlar. Gerek duymazlar çünkü. İktidarın mutlaka (olumsuz yönde) bir dahli vardır onlara göre. Yine örnekle anlatalım. İşte Adana Aladağ’daki yurt yangını. Tüm ülkeyi hüzne boğan, yürekleri kavuran, 12 kişinin yaşamını yitirdiği bu felaket sonrası sosyal medyada yaşananlar… CHP trolleri daha ortada doğru düzgün bilgi olmamasına rağmen sanki felakete bizzat şahit olmuşlar gibi herkese sallıyor. Ne yurt yöneticisi kalıyor, ne kenti idare edenler, ne hükümet. Hepsi suçlu, asın gitsin.

Sonra öğreniyoruz ki, ölen yavrucaklardan biri yurt müdürünün kızıymış…

Evet bu tür meselelerde elbette ki kenti, ülkeyi yönetenlerin sorumlulukları vardır. Elbette sorumluluğu olanlar bunun hesabını vermelidir ama doğru eleştiri böyle mi olmalı?..

Önceki gün Kepez Belediye Meclisi’nde Başkan Hakan Tütüncü, bu tür yorum ve yaklaşımlar için, “Ben şahsen siyaset yapan biri olarak böyle bir siyaset anlayışından dolayı utanıyorum” demişti. Ben de bir basın mensubu olarak siyasi fanatiklerin basındaki şakşakçılarından ötürü hicap duyuyorum.

Ha bu arada, siyasi fanatikler sadece CHP’de değil AK Parti’de, MHP’de de var elbet. Hepsi de aynı mantaliteye sahip. Ancak CHP hani demokrasinin kalesi ya, meseleyi CHP özelinde dile getirmem bu yüzden…

İyi tatiller…