İyi haftalar saygıdeğer okuyucular.

Geçtiğimiz hafta tüm Antalya halkı olarak global bağlamda çok büyük bir sınav verdik.

Özellikle dünya genelinde güvenlik açığının çok yüksek olduğu bu günlerde G-20 başkanlarını sorunsuz bir şekilde ağırlamak gerçekten her babayiğidin harcı değildi.

Ancak hem yerel yönetim hem de devlet birimleri ile bu işi o kadar güzel kotardık ki G-20 zirvelerinin zirvesi başlığını Suudi Arabistan gazetelerine bile attırabilme başarısını gösterdik.

Bu hususta özellikle Sayın Menderes Türel’e ayrıca bir teşekkürü borç bilirim. İçimizde bir belediye başkanı olarak görevini yaptı diyenleri duyar gibiyim. Ancak şunun bilinmesini isterim ki kapalı kapılar ardında G-20 zirvesinin Antalya’da yapılması kararı alındığında Sayın Menderes Türel’in henüz milletvekili olduğunu ve komitenin Antalya’ya getirilerek bu şehrin bu işin altından kalkabileceği yönünde ikna edilmesi için ne kadar çaba harcadığını bizatihi biliyorum. Böyle Antalya aşıkları aramızda olduğu sürece emin olun şehrimizin yükselişini kimse durduramaz.

Ev sahibi olarak görevimizi yerine getirmenin gururunu bir tarafa bırakırsak izninizle G-20 sonucunda alınan kararlar ekseninde tüm üye ülkelerde işsizliğin 2025 yılına kadar yüzde 15 azaltılması kararını analiz etmek istiyorum.

Özellikle asgari ücretin yüzde 30 düzeyinde yükseltilmesi kararı alınan bugünlerde istihdamın arttırılmasına yönelik bir kararın uygulaması bizim için tezat gibi duruyor. Nedenine gelirsek;

Her zaman asgari ücret artışının kısa dönemde mutlaka maliyetin artması sebebiyle işten çıkarmalara neden olacağı beklenilir. Bununla birlikte maliyet artışlarının fiyatlara yansıması da enflasyona ve ihracatta azalmaya sebep olabilir. Ancak hükümetin seçim bildirgesindeki özel kesim desteklerinin hayata geçirilmesi ile bu maliyet yükünün devlet tarafından bölüşülerek üstleniliyor olması bu durumun yansımasını azaltabilir. Bu koşulda kısa dönemde bütçe açığı büyüse de orta-uzun dönemde bu durum vergi artışlarıyla dengelenebilir. Bütçe açığımızda şu an itibariyle zaten düşük olduğu için başlangıçta bir miktar artış sorun olarak algılanmaz.

Uzun dönemde ise; asgari ücret artışlarına paralel olarak diğer ücretlerdeki artışla birlikte tüketim eğilimi yüksek olan ücretli kesimin daha çok harcama yapması ve talebin artması beklenmektedir. Bunun sonucunda da genel girdilerin artması neticesiyle ekonominin canlanması, talebin artması, özel kesim cirolarının artması ile büyüme gerçekleşecektir.

Yani uzun dönemde büyüme etkisi ile istihdam alanında azalmaya mukabil artış yaşanacaktır.

Tabi tüm bunların yaşanması için sıkı mali disiplini elden bırakmamak gerekiyor.

Ayrıca yine sonuç bildirgesinde yer alan kobilere destek amaçlı kamu-özel işbirliği ve kobilerin finansmana erişimini kolaylaştıracak kalkınma bankalarına teşvik kararı da yine orta vadede ekonominin gelişimi açısından çok olumlu olacaktır.

Sonuç itibariyle G-20 zirvesi Antalya ve makro ekonomi açısından muazzam bir iş oldu. İnşallah bunun meyvelerini en kısa sürede toplarız.

Saygılarımla