Şunu peşin peşin kabul etmek lazım.

Bir kentte bir tane dahi çalışan belediye varsa, o kentte ‘hizmet rekabeti/yarışı’ üst seviyeye çıkıyor...

Antalya’da bunun somut örneklerini yaşıyoruz.

Özellikle merkezi ilçelerde yerel yönetimlerin ortaya koyduğu performanslar bu kentin yaşayanları adına önemli bir kazanım. Bakın siyasetten filan hiç bahsetmiyorum.

A veya b partisinin belediye başkanı demiyorum.

Çünkü her ne kadar belediyeler yönetsel anlamda siyasi nitelikli olsa da, temelde halka dayalı kurumlardır. Dolayısıyla hizmet noktasında ‘siyaset’ arka planda gelir. Siyaset elbette hayatın olmazsa olmazı. Ancak bunu her platforma taşımak, belediyenin işlevsiz kalmasına, temel görevlerini dahi yerine getirememesine neden olur. Örneği çoktur. Bu yüzden belediye başkanları seçildikleri gün siyasi rozetini çıkarır. Çünkü o artık sadece kendisine oy verenlerin değil, sorumluluk alanındaki tüm vatandaşların belediye başkanıdır. Bunu başarabilenler, hizmette de fark yaratıyor. İşte bunlardan biri Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal. Uysal Cumartesi günü basın mensuplarını son zamanların modası ‘hizmet turu’na çıkardı.  Moda diyorum çünkü artık birçok belediye başkanı yaptıklarını ve yapacaklarını basın aracılığıyla kamuya yerinde gösteriyor.

Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel de bunu sıkça yapıyor ki, doğrusu da bu.  

Hizmet turu, Muratpaşa Belediyesi’nin eski Lara yolunda hizmete soktuğu ‘Engelsiz Kafe’de başladı.  Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal, meclis üyelerinin de katıldığı yarım günlük gezi boyunca bugüne kadar gerçekleştirdikleri çalışmaları tek tek anlattı. Bir çoğuna zaman darlığı nedeniyle gidemedik ancak gittiklerimiz de bir hayli tatminkardı. Bu tura ilişkin haber dünkü gazetemizde geniş bir şekilde yayınlandı. Dolayısıyla detaylarına girmeyeceğim ancak özellikle vurgulamak istediğim birkaç nokta var. Bunlardan birisi, Başkan Uysal’ın cümle aralarında sıkça tekrarladığı ‘sosyal belediyecilik’...

Uysal, belediyenin asfalt, kaldırım, park, bahçe, temizlik, imar vs gibi temel görevlerinin yanı sıra insana dokunan sosyal görevlerinin de olduğunu söyledi. “Bir belediye eğer sorumluluk alanındaki insanların yaşamlarını kolaylaştıracak hizmet üretemiyorsa, engellinin, yaşlını, gencin sorunlarına çözüm bulamıyorsa yaptığı lüks binaların, tesislerin bir anlamı yok” diyerek sosyal işleve dikkat çeken Uysal, belediye yönetimlerinin özellikle bu hususta gözlenmesi gerektiğini söyledi. Gezi boyunca da yapılan tüm çalışmaları bu nokta üzerinden tasnif etti. Kimisi için ‘temel hizmet’, kimileri için de ‘sosyal belediyecilik yatırımı’ tanımlaması yaptı. Sosyal Yardım Merkezi, dar gelirli ailelerin çocuklarına kreş, üniversiteye hazırlık kursu MURGEM, Engelsiz Kafe gibi projeler Başkan Uysal’ın bu bakış açısının birer örneği.

Uysal, gezi boyunca bir konunun daha özellikle üzerinde durdu. O da, geçtiğimiz günlerde basına da konu olan haciz meselesi. Bu konunun çarpıtıldığından yakındı, “aslında tüm belediyelerin sorunu” dedi. Ülke genelinde tüm belediyelerin ‘kamulaştırmasız el atma’ nedeniyle ‘ödenemeyecek’ miktarlarda borcun altına girdiğini vurgularken, yapılan haciz işleminin ise maksatlı olduğunu ima etti. “Bu niye bize oldu sorusunu kendime soruyorum” derken, gazetecilerin ısrarlı sorularına rağmen polemik yaratacak açıklamalardan hep kaçındı. “Benim ille de belediye başkanı olayım, büyükşehir, küçük şehir olayım duyguları içerisinde olan bir insan değilim. İşimi iyi yapmayı isteyen bir insanım sadece. Çok çalışmamdan rahatsız olan insanlar olabilir ama havalarını alırlar. Bizde aradıklarını bulamazlar” dedi.

Uysal’ın en beğendiğim özelliklerinden biri de bu.

Makam odasının haczedilmesi ve bunun basına yansıtılması sonucu kamuoyunda yanlış algıların oluştuğundan dert yanan Uysal, ‘belediyeyi borçsuz alıp borca soktu’ şeklindeki iddialara ise, “Belediyemizin tüm muhasebe kayıtları bilgisayarlarımızda mevcut. İsteyen gelip inceleyebilir. Ben devraldığımda 48 milyon lira borç vardı. Ancak 200 milyon lira gerçekleşmesi olan bir belediyede bu makul bir borç. Bazen stratejik borçlanmalar yapılabilir. 40-50 yıl gidecek bir asfaltın parasını sadece bugün yaşayanların ödemesi adil olmaz. Bu nedenle biz de stratejik borçlanmalar yapıyoruz. Ancak borçlarımız işlevimizi yerine getirmemize engel seviyede değil” ifadelerini kullandı. Kısacası başkan Uysal gezi boyunca ne sorulduysa net yanıtlar verdi, siyasi polemiklerden kaçındı. Antalya’nın bu en önemli ilçesinin başkanı, soyadı ile müsemma olduğunu da bir kez daha gösterdi. Ben şahsen bugüne kadar ortaya koyduğu hizmetlerinden de, sorulara verdiği yanıtlardan da tatmin oldum.

En çok mutlu eden de, başta vurguladığım gibi hizmetteki bu tatlı rekabet oldu. Bir yandan Büyükşehir, diğer yandan Kepez, Muratpaşa ve Konyaaltı belediyelerinin ortaya koydukları performansla turizm kenti giderek daha yaşanabilir bir seviyeye geliyor. Eksikler veya daha yapılması gereken çok şey var ancak bunları giderecek başkanların da var olduğunu görmek gerçekten sevindirici…

İyi haftalar…