Dünya görüşünü inatlar üzerine kurarak kolları sıvayıp, daha göreve gelir gelmez, Menderes Türel’in Antalya kentine kazandırmak istediği 100. Yıl’daki 30 bin kişilik stadyum ile 10 bin kişi kapasiteli Salon inşaatını durdurup..
Devasal afişler yaptırıp, o afişlerin üzerine, “100 yıllık yanlıştan dönüldü” ibaresini yazdırarak, Antalya Cadde ve sokaklarına astırıp aklı sıra cümle aleme duyuran Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın kendisi bir yana, meclis üyelerinin başına öyle bir iş açtı ki.
O yanlışı mahkemece de sabitlendi..
“İnatlar üzerine kuran” diye cümleye başladık da.
Türel döneminde hangi proje yapılmaya kalkıldıysa, elinden geldiğince onları yok etmeyi marifet sayan Akaydın, Menderes Türel yönetimince planlanıp, inşaatına başlanan Andızlı mezarlığı arkasındaki Belediye Hizmet Binası’nın yeri yerine, Stadyum ve Spor Salonu’nun yapılacağı 100. Yıl’ı uygun bulmuş..
Bu inatçı kararına, CHP’li Meclis Üyeleri’nin yanı sıra, MHP’li Reşat Oktay ile şuan BBP’ne kaydını yaptıran Aksu Belediye Başkanı İsa Yıldırım’ı da dahil ettirmişti.
Mahkemenin, plan değişikliği neticesinde 2010 yılında yersiz bir şekilde belediye bütçesinden 4 milyon 960 bin 663 TL ödenmesinden dolayı, “Kamu zararı” oluşturulduğu gerekçesiyle bu zararın meclis üyelerinden alınması kararını hükmetmesi, siyaset dünyasına bomba gibi düştü..
Ve eğer ki bu karar onanırsa, Türel döneminde Stadyum ve Spor Salonu yapım işinin planlandığı 100. Yıl’a Belediye Hizmet Binası ile Sosyal donatı alanı projesine, “Evet” oyu için elini kaldıran meclis üyelerinin her biri, faizleriyle birlikte yaklaşık 500’er milyon lira kamu zararı bedeli ödeyecekler..
Menderes Türel döneminde hayata geçirilen Antkart için seçimler öncesi, “Antkart rant kart olmaktan çıkacak” vaatlerini verip, göreve geldikten sonra sadece isim değişikliği yaparak, Halkkart adını verip, eski sistemi devam ettirerek aklı sıra geçmişin izlerini silme gayretinde olan Akaydın’ın böylesine inatlarının başına iş açacağı daha başından belliydi.
Belliydi belli olmasına da, görev süresinin dolmasına kısa bir süre kala mahkemenin hükmettiği zimmet olayı, yol arkadaşlarının da başını hayli ağrıtacağa benziyor..
Türel, “Antalya’yı Ağır Ceza’da yargılanan kişi yönetiyor” derken, ne denli haklı olduğu bir kez daha gün yüzüne çıkmış oldu..
5 yıla varan süreçtir, bir kez olsun, “Söz gümüşse sükut altındır” demeyip,
En azından seçildiği kente vefasını ödeyebilmek adına, hizmet üretmekten çok sürekli siyaset yapıp.,
Bunu zaman zaman ulusal baza dahi taşımaktan geri durmayıp, bol bol laf üreten Mustafa Akaydın giderayak yol arkadaşlarının başını da yaktı.
Sade bir vatandaşın, “Mustafa Akaydın görevde bulunduğu 4 yıl 10 aylık süreçte Antalya kentine sence ne yaptı” sorularına, “Sadece kaldırım mühendisliği” cevabını verdiği cümle alemce bilinirken..
Hiçbir proje üretmeyip, inatlaşmalarının neticesinde kamu zararı bile oluşturduğu mahkemece sabitlenen Akaydın’ın gidişi sırasında aracının arkasına teneke takmaya gerek kaldı mı ki?
“Aday adaylığı başvuru ücretini hissedarı olduğum miras evini satarak yatırabildim” diyerek kamuoyu nezdinde mazlumları oynayan Mustafa Akaydın bakalım mahkemenin kamu zararı gerekçesiyle zimmet çıkarttığı bedeli nasıl ödeyebilecek.