Yargı süresinin ilk adımı tebligattır. Bir icra takibi yapıldığında veya bir dava açıldığında, ilk aşama karşı tarafa tebligatın yapılmasıdır.
Tebligat yapılmasından sonra, karşı tarafa yasalarla tanınan haklarını kullanmak üzere geçmesi gereken süreler bulunmaktadır. Bu süreler sona ermeden icra takibinde ve davada bir sonraki aşamaya geçilemez.
İcra takiplerinde, borçluya tebligat yapıldıktan sonra, takibin niteliğine göre, itiraz, şikayet süreleri ve ödeme süresi başlar. Süreler sona ermeden, icra takibinde borçlu aleyhinde herhangi bir işlem yapılamaz. Örneğin, kira parasını ödemeyen kiracınıza yaptığınız icra takibinde, ödeme emrinin kiracınıza usulüne uygun şekilde tebliğinden sonra 30 gün beklemeniz gerekir. Bu süre geçmeden açacağınız tahliye davası reddedilecektir.
Davalarda, davalıya tebligat yapıldıktan sonra, davanın niteliğine göre, davaya cevap, cevaba cevap ve ikinci cevap süreleri bulunmaktadır. Tüm diğer dilekçeler de dava dilekçesi gibi karşı tarafa tebliğ edilecek ve yasal sürelerin geçmesi beklenecektir. Bu nedenle, davanız açıldıktan sonra ilk duruşmanızın tarihinin belirlenmesi için dava türüne göre bir - iki aylık bir süre beklemeniz gerektiğini bilmelisiniz.
Tebligatın yapılması usulleri Tebligat Kanunu ile düzenlenmiştir. İster bir icra takibi, ister bir dava söz konusu olsun, tüm tebligatlar kanunla belirlenen usullere uygun olarak yapılmak zorundadır.
Tebligat zarfı, normal postada kullanılan zarflardan farklıdır. İki parçadan oluşan tebligat zarfının bir parçası, tebligat yapıldıktan sonra, tebligatın hangi usulle yapıldığı şerh düşülerek tebligatı çıkaran kuruma iade olunur. Tebliğ mazbatası denilen bu parça dosyaya dönmeden, karşı tarafa tebligatın yapıldığına ilişkin delil oluşmaz ve icra dairesi veya mahkeme diğer işlemlere geçemez.
Hak arama sürecinin tebligat ile başlayıp, tebligat ile sonlandığını unutmayalım.