Son zamanlarda eski adı TEDAŞ, yeni isimlendirmesi AKEDAŞ olan elektrik idaresiyle ilgili söylemler o kadar arttı ki.,
Dün hemen hemen tüm yerel gazetelerin birinci sayfalarında bu kurum ile ilgili haberler yer alıyordu.
Yılbaşı akşamı elektriği kesilen vatandaşın haberini okuduğumda, “Yok artık” demekten kendimi alamamıştım.
Önceki gün saatler 21.45’i gösterdiğinde, aşçı bir dostum evden gelen telefon görüşmesi sırasında anında yüz şeklini değiştirivermişti.
“Hayırdır?.. Kötü bir durum mu var” diye sorduğumda, “Bu nasıl iştir arkadaş?. Hiçbir uyarı ne bileyim tebligat yapmadan gecenin bu saatinde evin elektriğini kesmişler. Eşim felçli. Kızım desen acayip üşütmüş yatakta. Ve bu saatte elektriği kesiyorlar” diye söyleniyordu.
Motoruna bindi, gitti evinin elektrik şartelini açıp, sorunu kendisi giderdi.
Peki sonra ne olacak?
Sen misin o şarteli açan. Kaçak elektrik kullanmaktan tutun da, mühür fekki tutanağı kaçınılmaz.
Elektrik müessesesinin en üst mertebesisin ya.
Kafana göre yaz yazabildiklerini!..
Yüce adalet halletsin!..
Bu nasıl bir kamu anlayışı Allah aşkına?
Bizzat yaşadığım elektrik olayını anlatmak istiyorum.
Kesinlikle abarttığım falan zannedilmesin..
Oturduğum sitenin 3 bloğu var. 1990’lı yılların başında, şantiye elektriği kullanma olayından, normal mesken kullanımına geçebilmek adına, zamanın Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanı rahmetli Veysel Atasoy’dan konu ile ilgili yardım istedik.
Kulakları çınlasın, dönemin TEDAŞ Müdürü Yaşar Okşaşoğlu-ki hala yaşıyor, trafo kullanım olayını bahane göstermeye çalıştı. Bakan sorunun giderilmesi talimatını verdi. Ve sayın Okşaşoğlu, “Bir şartla o trafoyu alırım. Ortak kullanım aboneleri senin üzerine olacak” demez mi?
Aradan 21 sene geçti hala nedenini öğrenebilmiş değilim de, Yaşar ağabey bir ara, “Sen konuyu bakana götürdün. Bakanın yakını olduğun için de bende kendimi kurtarabilmek adına o şartı getirdim” demişti.
4-5 yıl önce, bizim sitenin bir bloğunun ortak kullanım (Asansör-hidraför- aydınlatma) faturalarının epeydir ödenmediği, sürekli kesim uyarısının geldiğini öğrendim. Baktım ki olmayacak, TEDAŞ’a faturalar ödeninceye kadar apartmanın ortak kullanım abonesinin elektriğinin kesilmesi yönünde bir dilekçe verdim.
Kesildi..
Aradan sanırım 5-6 ay geçmişti ki, mahkemeden bir yazı..
Yazıda, TEDAŞ tarafından mühürlenen elektrik sayacındaki mührün kırılması, abonenin de benim adıma kayıtlı olması nedeniyle kırma olayını şahsım gerçekleştirdiğine yönelik mahkemeye verildiğim belirtiliyordu.
Benim dilekçe verip kestirdiğim elektriğin mührünü kıracaktım öyle mi?
Gıyabımda yargılanıp, 150 gün hapis cezası almışım. Ceza 3 bin TL paraya çevrildikten sonra haberim oldu gittim ödedim..
Bu eski TEDAŞ zihniyeti..
Geçtiğimiz aylarda kendi evime taşındım. Önce oturduğum evin her ay düzenli olarak elektrik faturası geliyordu gelmesine de, üçüncü, dördüncü hatta beşinci fatura gelmesine, benim de ödeme yapmamama rağmen nedense kimse gelip evin elektriğini kesmiyordu. Boşaltırken mecburen gittik 7 aya yaklaşan elektrik faturamı toplu olarak ödedim.
Bu da yeni TEDAŞ pardon AKEDAŞ zihniyeti.
Sen 6-7 ay borcunu ödemeyen kullanıcının elektriğini kesmeyeceksin.
Her ay düzenli olarak faturasını ödeyen ama üç günlüğüne geciktiren bir mükellefin elektriğini gece yarısı keseceksin öyle mi?
TEDAŞ özelleşmiş olabilir.
Özelleştiği için de aksaklıkların yaşanıyor olması da doğaldır.
Ama hiç kimsenin vatandaşları mağdur etmeye hakkı olamaz.
Bu kentin bir valisi ne bileyim mülki amiri de mi yok?