Havalar artık ısınmaya yüz tuttu. İnsanın kanı kaynıyor. Hele yaşadığı kent Antalya ise, şu günlerde çıplanası bile geliyor.
Bugün de gezip-tozmalarımızı yazacak, Hüsnü Şahin, Mesut Kılcı ve Haluk Üncel ile Sarısu’da yaptığımız pikniği anlatacaktım ama, ne yazık ki Antalya’nın gündemini CHP’liler belirliyor.
Dolayısıyla, her ne kadar CHP’nin acar yorumcusu İdris kardeşim, “Benim kulvara fazla girme. Özellikle de hocaya fazla yanaşma, bozuluyorum” gibilerinden göndermelerde bulunuyorsa da, Antalyalıların kalemşoru olarak gündemi takip etmek zorunda olduğumuzu bilmeyecek kadar da, cahal değiliz.
Evet önceki gün hem de güpegündüz vakti Sarısu’da piknik yaptık. Karemiz tamdı ve sadece bir okey takımımız eksikti.
Sarısu konusunda her ne kadar birkaç gün öncesinden Büyükşehir yetkililerine teşekkürlerimizi göndermişsek de, bir kez daha tekrarlamayı azap görmüyorum. Ama her şey güzel de, nedense Sarısu’da olması gerekenler yok edilmiş, olmaması gerekenler mükafatlandırırcasına yerinde duruyor.
Görevi kötüye kullanmanın karşılığı olarak bir göğüslere madalya takılmadığı kalmış.
Her neyse.
Dedik ya, “Antalya’da artık gündemi CHP’liler belirliyor” diye.
Kulakları çınlasın, Akaydın hoca bir “Cıscıplak” lafı etti, maşallah herkesin dikkatlerini o yöne çekti.
Yıllar öncesi iş yerlerinde yüksek volümle, “Ben sana yandım Zühtü” türküsü çalınır, duyanların da diline dolanır, sokakta yürüyenler belli bir ritim eşliğinde, “Zühtü” türküsü çığırırdı.
Şimdilerde Antalya’da, “Cıs, cıs, cısss, cısçıplak” hitapları yapılıyor.
Ciguli duysa, “Cıscıplak” isimli türkü besteler.
Gün geçmiyor ki Akaydın hoca CHP’lilerle sıcak temasta bulunmasın.
Doğruyu mezarda mı söyleyeceğiz? CHP’lilere onun yaptığını AK Partililer yapamadı.
Dün de eski prensi Yıldıray Sapan ile söz düellosunu sürdürdü.
Siyaset dünyasında, “O bunu dedi, şu bunu etti” tekerlemeleri biter mi?
Bir tek Allahın kulu çıkıp, “Ya bi sus artık. Bu millet seni onla, bunla kavga edesin diye seçmedi. Her gün vır,vır,vır konuşmaktan Antalya’ya hizmet olayını geçiştirmeye çalışıyorsun. Üç yılı boşa geçirdin, bari son iki yılda seçildiğin bu kente bir şeyler yap. Günlerdir suskun kalmamız asaletimizdendir diyen çıkmadı” diyeceğim ama.
Demeyeceğim.
Çünkü birkaç gün önce Allah razı olsun Konyaaltı Belediye Başkanı Muhittin Böcek utangaç ilköğretim öğrencisi gibi elini kaldırıp, bizim Ali Buldu’ya iki kelam edivermiş.
Etti mi, etmedi mi bilemiyorum.
Ben başkasının taşıyıcısıyım.
CHP’li usta yazıcıların (!) diyeceğini ben söyleyeceğim.
Hakkaten yetti gari be hoca.
Antalya’nın muhalefet kanadı sizlere kıs kıs gülüyor, haberiniz bile yok.
Özellikle de, düne kadar zatıalinizin bürokratı olan vekil efendi ile ilgili diyaloglarına.
Sen hoca adam değil misin?
Hem ide en üst mertebelisinden.
“Ben üzerine yürümedim” diyor, sen de, “Yürüdü.”
Yürüse ne olur, yürümese ne olur.
Yürüyünce ağırına mı gitti?
Çünkü muhteremi en iyi yürütenlerden birisi de kendinsin.
Taaa Ankara’ya bile koşar adımlarla gitmiş.
Antalya’da sana doğru iki adım atıvermiş, niye çok görürsün ki?
** ** ** ** ** **

BUDAK’IN TESPİTİ

Antalya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı (ATSO) Çetin Osman Budak, “Antalya’da artık belden aşağı siyaset var” demiş.
Bu beyanı gazetelerde okuyan bir bayan, “Erkek milleti değil mi (!) akılları fikirleri belden aşağısı” yorumu yapmaz mı?
Bence yapar.
Yada yapacak olan mutlaka çıkar diyelim.
Peki, “Günaydın Antalya’nın en büyük STK örgütünün başkanı günaydın” diyecek olan da olabilir mi?
Diyelim ki oldu.
Budak’ın çıkışından sonra, CHP’li Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın’ın, CHP’lilere hünkürüşü, eskileri ihbarı ve ona buna sataşması durur mu?
Bence durmaz.
Hoca kimi tınlıyor ki Antalya’nın en büyük STK başkanının Antalya’da son zamanlarda belden aşağı siyaset yapıldığı yönündeki tespitini tınlayacak?
O zaman Antalyalılar adına, “YETTİ GARİ HOCA” diye haykırması gereken kişi, Çetin Osman Budak’dır.
Diğer STK’lar ne mi yapsın?
Hocalarına sorsunlar, onun talepleri doğrultusunda hareket edebilirler.