Antalya’da şehir içi toplu ulaşımda Büyükşehir Belediyesi’nin ciddi hamleler yaptığını görmezden gelmek, inkar etmek mümkün değil. Sadece konserve kutusu araçlardan modern otobüslerle seyahate geçilmiş olması dahi tek başına övgüye değer. Yılın başında uygulamaya konulan ‘havuz sistemi’ de bugüne kadar kent içi ulaşımda hepimizi canından bezdiren birçok sorunu ortadan kaldırdı. Örneğin artık araçlar yolcu kapma yarışı/kavgası yapmıyor. Durakların girişinde durup tüm alanı ve trafiği tıkayan yok. Daha fazla kazanç uğruna insanları balık istifi yapanlara da artık rastlanmıyor. Ha yoğunluk olmuyor mu, oluyor ama insanlar kendi tercihleriyle biniyor. Tabi araçlar büyük (otobüs) olduğu için de dolmuştaki kadar rahatsızlık vermiyor.

Yani yakın geçmişte yaşanan sorunlar büyük ölçüde azaldı ya da bitti diyebiliriz. Ancak ulaşım tamamen sorunsuz demek için henüz çok erken. Çünkü hala bazı kendini bilmez sürücüler vatandaşı azarlamaya devam ediyor. Biri bir şey sorduğunda cevap vermek yerine ters ters bakanlara, bazı istismarcılar var diye genelleme yapıp otobüse binen herkese aynı gözle bakanlara, yolcu değil de karpuz taşıdığını sanarak otobüsü kamyon gibi kullananlara da hala rastlıyoruz maalesef. Tabi bu bir süreç. Her şeyin öyle birden bire güllük gülistanlık olmasını beklemiyoruz ama bunca yazılana çizilene, bunca eğitim çalışmasına rağmen birilerinin hala bindiği dalı kesiyor olmasını da anlamak zor.

Hani, boş teneke misali kendimiz çalıp kendimiz dinliyoruz sanki…

Bu sütunlardan defaten dile getirdim, ilgilileri dikkate alıp gereğini yapıncaya kadar da yazmaya devam edeceğim.

Bu sistemi sabote etmeye çalışanlar var!!!

Nedeni de gayet açık. Büyükşehir Belediyesi’nin daha doğrusu Menderes Türel’in kangren olmuş yaraya kararlı bir şekilde neşter vurmasından rahatsızlık duyan kesim, yeni sistemin başarısız olması için elinden geleni yapıyor. Malum önümüzde yerel seçimler var. Bu kesimin hedefi de akıllarınca Türel’e olabildiğinde çok darbe vurmak, yaralamak, zayıflatmak…

Bu sabotajcıları sadece ulaşım esnafı içerisinde aramak da doğru olmaz. İçerde yani Büyükşehir’de de destekçileri olabilir. Nitekim ulaşımla ilgili tüm detayları Türel’in bilme, koordine etme şansı yok. Ona ‘her şey yolunda, hiçbir sorun yok’ deniliyorsa buna inanmak durumunda. Oysa, yanlışlıklar, hatalar, aksamalar illaki oluyor.  Örneğin güzergah planlamalarında ciddi sıkıntılar var. Bazı güzergahlarda 3-4 dakikada, kimilerinde 40-45 dakikada bir sefer var.

Bunu hem yazdım, hem de Büyükşehir’deki ilgiliye şifaen sordum. Bu güzergahların bilimsel tekniklerle, yolcu yoğunluğu esas alınarak hazırlandığını söyledi bu yetkili arkadaş.

Doğrudur. Bilimsel metotlar kullanılmış olabilir.

Yolcu yoğunluğunun dikkate alınması da kabul edilebilir bir gerekçedir. Lakin Antalya sıcağında buram buram ter dökerken durakta 45 dakika otobüs bekleyen ve beklerken bir başka numaralı otobüsün 5 dakikada ardı ardına 4 tane geçtiğini gören bir vatandaşa bu makul gerekçeleri kabul ettiremezsiniz. Kaldı ki belediyeler ticarethane değildir ve bu mantıkla işletilmez. Esas olan vatandaşa hizmettir. Kentin neresinde oturursa otursun her vatandaş eşit haklara sahiptir ve eşit hizmet almalıdır. Mevcut araç sayısı ulaşım için yeterli değilse (ki olmadığı bizzat ulaşım esnafı tarafından söyleniyor) yeni araçlar en kısa zamanda sisteme dahil edilmelidir. Küçük hamlelerle düzeltilebilecek bu aksamalar derhal giderilmeli ve bu kent için mutlak gerekli olan yeni sisteme zarar vermesi önlenmelidir.