Yüzyılların tanığı barışın simgesidir zeytin ağacı. Daha önce de bahsetmiştim ama tekrar minnetimi dile getirme ihtiyacı hissettim.
Hemen hemen tüm uygarlıklarda zeytin sadece bir meyve değil; kültür, inanç ve bereket olarak anılmaktadır. Kutsal kitaplarda da geçmektedir zeytin ve İncil ile Kur'an’da kutsal meyve olarak kabul edilmiştir. Tevrat'ta Nuh'un tufanından sonra Barış ve umut simgesi olarak, Zebur'da aile bereketini temsil ederek ifade edilmiştir.
Akdeniz'in, Ege'nin, Anadolu'nun yaşam kaynağıdır ve huzurun simgesidir zeytin.
Ülkemiz dünya zeytin üretiminde İtalya'dan ve İspanya'dan sonra 3. sırada yer almaktadır. 190 milyon zeytin ağacının en büyük kısmı Ege, Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi içerisinde bulunmaktadır. Dünya genelinde ise toplamda yaklaşık bir milyar zeytin ağacı bulunmaktadır. Bu da 8 kişiye bir zeytin ağacı düşmesi demektir. Türkiye'de ise her 4 kişiye 1 zeytin ağacı düşmektedir.
Zeytin ağacı; bizi besleyen, geçindiren, iyileştiren, gelecek nesillere emanet ve miras bırakacağımız bir servettir.
Kökü ile toprağa, dalı ile insana tutunan, bin yıllık yaşanmışlığı, kıtlığı, bolluğu, savaşı, barışı gören yegâne ağaçtır.
Zeytinliklerin korunması, 1939'dan bu yana kanunlarla güvence altında. Zeytinlik alanlarında sanayi tesisi, maden, enerji santrali gibi yapıların yapılanması yasaktır 3573 sayılı kanunla ama son yıllarda bu yasa sürekli değiştirilmek isteniyor. Zeytinliklerin altı kazılsın, üstü dursun gibi düşünceler var.
Bir zeytin ağacı 500 yılla 1000 yıl arasında yaşar, kökü toprağa can verir. Sadece meyvesi değil, toprağın dengesi de aslında zeytin ağacına bağlıdır. Yıllık 1.2 milyon ton zeytin ve 250.000 ton zeytinyağı üretilmektedir ülkemizde. 100.000'e yakın aile de geçimini zeytinyağından sağlamaktadır.
İklim dostu olduğu için kuraklığa da dayanır, erozyonu önler, karbon tutar ve böylelikle çevreyi temizler. Zeytinliklerin kanunla net korunarak enerjiye kurban edilmemesi gerekir.
7000 yıldır zeytin bizim ile. Uzmanlar anavatanın Anadolu'da Suriye sınırına yakın bir noktada olduğuna inanıyor. Yüzlerce çeşit zeytinin anası bu topraklar.
Mardin ve Antakya'da devam ettirilen 'su zeytinyağı' geleneği ise en eski zeytinyağı yapma yöntemi.
Dünyada kesilmesi yasak iki ağaç vardır: Zeytin ve Sakız ağaçları.
Dünyanın en yaşlı zeytin ağacının Girit Adası'nda olduğu ve 4000 yaşında olmasına rağmen meyve verdiği kayıtlara geçmiştir.
Manisa'da yol çalışmaları sırasında Antalya'ya taşınarak Antalya'nın en yaşlı zeytin ağacı ünvanını elinde tutan, 1200 yaşındaki zeytin ağacı, zeytinparkta yeni evine kavuşması verim ile sonuçlanmıştır 20 kiloya yakın ürün vermiştir.
1000 yıllık ağaçlar sadece meyve vermez, aynı zamanda geçmişimize, kültürümüze, toprağımıza kök salar. "Zeytin Yasası" adı altında zeytinlik alanların madencilik, sanayi ya da başka amaçlarla kullanıma açılması sadece doğayı değil, bizim geleceğimizi de tehdit eder.
İthalata bağımlı hale gelmemek için toprağın tükenmeyip dengesini kaybetmemesi, erozyon, susuzluk, hava kirliliğinin artmaması, dışa bağımlı olmamak, soframızda en sağlıklı yağı tüketmek için "Zeytin Yasası" değil "Zeytini Koruma Yasası" çıkartılmalıdır. Bizim gelecek nesillere bir borcumuz var.