Antalya Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği’nin (AESOB) sevilen başkanı Abdullah Sevimçok’un ani ölümünün yarattığı büyük üzüntü sürerken önceki gün AESOB’un yeni başkanı seçildi. Yeni başkan, Sevimçok’un yakın çalışma arkadaşlarından Adlıhan Dere oldu. Yönetimin oy birliğiyle…

Daha önce de Sevimçok’un kefalet kooperatifi ile Pastacılar Odası’nda yerine yeni isimler getirildi.

 

Hayatın gerçeği bu…

Birileri ölürken, başka birileri yol alıyor…

Çünkü hayat her şeye rağmen devam ediyor…

 

AESOB’un Perşembe günü yapılan yönetim kurulu toplantısında başkanlığa getirilen Adlıhan Dere’nin toplantı sonrası, “Arkadaşlar merhum başkanımızın kabrini ziyaret etmeden, ona Fatiha okumadan koltuğuna oturmam” demesi üzerine tüm yönetim Abdullah Sevimçok’un Andızlı Mezarlığı’ndaki kabrine gitmiş. Bunu duyduğumda çok mutlu oldum ve Adlıhan Dere’yi başkanlığından daha çok bu vefa göstergesi tavrından ötürü kutlamak için ben de koşarak mezarlığa gittim.

 

Oldum olası vefaya önem veririm. Sosyal ilişkilerimde de en önemli kriterim budur. Benim için dostluk, arkadaşlık her şeyden önce gelir. Bu yüzden Dere’nin sergilediği bu tavırdan ziyadesiyle mutlu oldum. Dere, Abdullah Sevimçok’un yönetimdeki en yakınlarından biriydi. En azından ben böyle biliyorum. Bunu birebir sohbetlerimizde de zaman zaman dile getirirdi rahmetli.

 

Ölümünün hemen ardından sosyal medya üzerinden yayılan, ‘başkanlık kavgaları’ gibi söylentilerden büyük üzüntü duymuş, kahrolmuştum. Sevimçok’u seven birçok insan gibi, ölümden çok kısa bir süre sonra ortaya çıkan bu hırsa bir anlam verememiştim. ‘Tamam hayatın doğal akışı bu, elbette Sevimçok’un görevlerine birileri seçilecek ama kavganın manası ne’ diye kahırlanmıştım. Ancak gördüm ki, söylentiler boşunaymış. Yönetim kurulunda hiçbir tatsızlık yaşanmamış ve Adlıhan Dere tüm üyelerin ortak kararıyla bu göreve getirilmiş. Doğru olan, yakışan da budur. Adlıhan Dere’nin yakın arkadaşını, merhum başkanını kabrinde ziyaret etme arzusu da yine takdire şayan bir hareket oldu.

 

Ölüm aslında yaşayanlar için en önemli ibret vesikası değil midir?

Öteden beri mezarlıklar hep şehirlerin giriş ve çıkışlarına konuşlandırılır.

Niye? İnsanlar her gelip geçtiğinde mezarlıkları görüp, ölümün varlığını bir an bile unutmasın diye…

 

İşte daha birkaç gün önce bizlere gülümseyen, aramızda dolaşan Abdullah Sevimçok bugün yok. Ne yıllardır yürüttüğü başkanlıklar, ne makam, ne mevki. Hiçbirinden eser kalmadı. Geriye kalan tek şey, arkasından hayırlarla yad ediliyor olması. Ne mutlu ona ki, bugün kimle konuşursanız konuşun tanıyan herkes onunla ilgili hep güzel şeyler söylüyor. Ne kadar iyi, ne kadar güler yüzlü ve hayırsever bir insan olduğu anlatılıyor. İşte Sevimçok’un ebedi yolculuğunda yanında götürdüğü tek şey bu.

 

Önceki gün kabri başında toplanıp Fatiha okuyan AESOB yöneticileri, oda başkanları umuyorum ki meseleye bu açıdan da bakmışlardır. Bugün oturdukları koltukların, makamların aslında gelip geçici, kalıcı olanın ise kubbede hoş bir seda olduğunu umuyorum ki bir kez daha idrak etmişlerdir…

 

İyi hafta sonları…