Sabahları Antalya bir başka güzel oluyor. Özellikle de, 06.30- 07.45 arası. 08.00’den sonra, dünya kentimizin birçok yeri, resmen çekilmez olmaya başlıyor. Bir iki saat sonra, hayat normale dönüyor.
Dün sabah her zamanki gibi 06.15’te uyandık. 06.30’dan itibaren Antalya turuna çıktım.
Saat belirtilerini özellikle belirtiyorum zira, Antalya’da yaşayan birisi olarak artık saati dikkate alma zamanı çoktan gelmiş, bunun daha yeni farkına varmaya başladık.
Tıpkı İstanbul gibi.
Her yıl trafiğe binlerce aracın eklendiği Türkiye’de ortalamalara göre, her 5 kişiye bir araç düşerken en motorize il olarak Muğla göze çarpıyor.
TÜİK’in 2010 yılı sonu adrese kayıtlı nüfus kayıtlarına göre, nüfusu ilçe, köy ve beldeleriyle birlikte toplam 813 bin 503 olan Muğla’da temmuz ayı sonu itibarıyla 332 bin 750 araç bulunuyor. Muğla’yı, yaklaşık 3 kişiye bir araç düşen Burdur ve Antalya izliyor.
Antalya’da oturanlar otomobil kullanmayı seviyor.
“Bu nasıl sevgi” diye kafasından geçirenler, 07.45 ile 08.45 arasındaki kısmı, yani çok değil yaşamının 1 saatlik dilimini şöyle bir Antalya turu yaparak geçirsin, gözleriyle görüp, gönüllü şahit olup çıkar.
Antalya’da her 3 kişiden birisine 1 araç düşerken, peki ya yollarımız?
Hasan Subaşı döneminde Antalya’nın altyapısı ile birlikte, resmen yol yapım atağı vardı. Dün gibi hatırlıyorum da, Subaşı’nın 10 yıllık sürecinde en fazla mesai yoğunluğu Fen İşleri’nde yaşıyordu.
Bekir Kumbul için fazla derine gitmeye gerek yok. Boğaçayı üzerindeki ikinci köprüyü göstermek yeterli. Batı tarafına gidenlerin tamamı, Kumbul’un yaptırdığı köprüden geçiyor.
Menderes Türel dönemi mi?
Türel’in yaptırdığı yollardan kim geçmiyor ki?
Lara, Kepez ve Konyaaltı yönlerinin neresine giderseniz gidin, Türel’in alın teri akıtarak açtığı ve düzenlediği yollardan geçmek zorundasınız.
Menderes Türel’in düzenleme çalışması yapıp, alt ve üst geçitleriyle hizmete açtığı Antalya’nın Kepez girişi tam bir Avrupai görünümde. Otogar kavşağının resmini çekip, tablo diye insanın duvara asası geliyor.
Tüm bunlar tabi ki Büyükşehir Belediyesi çalışmalarını kapsıyor.
Kepez’e belediye başkanlığı yapanları yol konusunda kesinlikle yabana atamayız. Haklarını yiyemeyiz.
İsa Akdemir ile başlayıp, Mehmet Atay’ın yol çalışmalarındaki emeği gerçekten takdire değer. Erdal Öner ile birlikte Hakan Tütüncü, “Hizmette devamlılık esastır” ilkesini aynen uyguluyor.
Aynı şeyi Konyaaltı ve Muratpaşa için de söylemek isterdik ancak, ele avuca sığacak neleri var ki?
Biz mi bilmiyoruz, birileri mi anlatamıyor.
İşte bu tartışılır.
“Antalya cadde ve sokaklarının son zamanlarda ne hale geldiğini merak edenler için, bir saatlik zaman dilimini ayırmaları yeterli” dedik ya.,
Dün sabah 07.50’de Otogar’a gidiyorum. Gidiş yolu olarak Güllük Caddesi, TRT ve Meltem istikametinden çevre yolu güzergahını kullanıyorum. Saatler ne çok erken, ne de çok geç. Ama az da olsa araç yoğunlu var.
Ve 08.15’te Otogar’dan çevre yoluna çıkıyorum. Gidiş istikametim Kemer yönü. Migros kavşağından, Falez tarafına döneceğim.
Eski Otogar’daki gazete ofisine ancak 08.50 de ulaşabildim.
Tam tamına 35 dakika.
Antalya’nın özellikle dış tarafı, yani çevre yolları resmen araç istilası. Eski Sanayi tarafına yolunuz düşmesin, sabrınız taşar. Hele, Kızılarık ve Mevlana tarafı var ya, o güzergahları kullananlara Allah sabır versin.
Özel araçları geçtim.
Peki ya Dokuma’dan Güllük tarafına dolmuşla gelmek isteyenlere Allah nasıl bir şey vermeli?
Hoca mevcut yollara makyaj yapmaktan başka bir şey yapmadığı sürece, insanoğlu Antalya trafiğinde elinde olmadan cinnet getirip, cinayet bile işleyebilir.
İşte aradaki fark.