Tatildeymiş gibi çalışan yazarların tatilleri, kendileri açısından ıstırap haline gelmeye başladı.. Tatilden her dönen nasıl çileler çektiğini anlatıyor..
Sanki tatilden gelmemişler de hapisten kaçmışlar..
Yazar kısmı için “tatil” lafının anlamı yok.. Hele şimdiki teknoloji ortamında..
Oturduğun yerden yazını yazıyorsun.. İki tuşa basıyorsun.. Hooop! Yazı gazetenin teknik servisi elemanının önünde. Teknik eleman da iki tuşa bastı mı yazı sayfada.
Ama bir de ballandıra, ballandıra tatil keyiflerini anlatan kısım yok mu?
Yediklerini, içtikleri de anlatsalar ya.,
Bunları “ispiyonculuk” olsun fikrinden giderek yazmıyorum.. Hayatta nefret ettiğim iki şeyden biri ispiyonculuktur, öbürü de dedikodu..
İkisini de yapmaya karakterim müsait değil..
Benimki habercilik..
“Yazarımız yıllık izninin bir kısmını kullanacağından yazılarına ara vermiştir..”
Ne iznidir bu?
Şartlar böyleyken “yıllık izin bahanesini” köşelerden duyurmak hangi akla hizmettir tartışılır..
Eskiden olsa belki, “Ya madem izne çıkacaksın bizde de kal” beklentileri veya, “ Bize niye gelmedin. Neden yıllık izninin bir kısmını bizde geçirmedin” sitemlerini alabilme düşünceleri olabilirdi ama.,
Şimdilerde bunun da mümküniyeti yok.
Çünkü sokağa çıksan omzuna ilk çarpan kesin gazeteci çıkar da ondan.
Beni sorarsanız ben tatil planı yapmam.. Kafam nereye eserse sür arabayı oraya..
Bugünlerde aklımda takılan bir şeyler var.
“Nereye?” diyenler mutlaka olacaktır.
Böyük gazeteciler bol bol “Bodrum” havaları atıyor ya.
Sanki sadece onların Bodrum’u var, bizim yok!.
Birkaç yıl önce bizim patron Murat, “Gazeteci 15 gün yıllık izin mi kullanırmış” demişti, o sözler hala kulaklarımda yankı yapar.
Allahtan ki Haber Müdürü Şifa 20 gün kullandı da, bize de 15 günü aşma hakkı doğdu
Ne de olsa biz de kendi çapımızda böyük müdürüz.
Bana az müsaade dostlar.
Yıllık, mıllık izne gidiyor değiliz.
Bodrum’a uçacak, tekneyle koyları turlayacak hiç değiliz.
Bizim Bodrumumuz, apartmanımızın altındaki bodrum.
Ne haddimize Haşmetli üstadımız gibi Cakarta, makartada caka satabilmek.
Sefa Meray’ın babası Hasan amca Feslikan yaylasına çağırır. Böcek başkan her ne kadar güreşleri iptal etse de gideceğim.
Fethiye de aklımdan geçmiyor değil. Halaoğlu Fevzi ağabey sürekli köye davet ediyor.
Kafamın esintisi poyraz mı, meltem mi olacak bilemiyorum.
Kene, mene ısırığına uğramazsak görüşürüz.
GİDERAYAK ÖNEMLİ BİR DİP NOT: CHP Antalya Milletvekili Yıldıray Sapan, şikeden tutuklu olan Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım ile Beşiktaş Asbaşkanı Serdar Adalı’yı Metris Cezaevi’nde ziyaret etmiş. Bu ziyaretin nedeni Yıldırım ve Adalı’nın CHP’li olduklarından dan mı? Yoksa Sapan hem Fenerbahçe hem Beşiktaş taraftarı olduğundan mı?
Partili ziyareti olsa CHP’li Muratpaşa Belediyesi’nin çalışanları 1 yıldır İzmir Buca cezaevinde. Onların günahı Fenerbahçe’ye başkan, Beşiktaş’a as başkan olamamak mı?