Antalyalı dedik mi nereye çekersen çek.
O zaman, “bu kentte yaşayanlar” diyelim ve devam edelim. Özellikle bizim sektör ile uğraşanları o kadar yakından tanıyor ki, kişi, kişilik ve karakter kategorilerinde kendi aralarında sıralamada bulunsalar, ağzımızdan çıkacak tek kelime, “Hayret” olur.
Neden mi hayret?
Gazetecilik mesleğiyle uğraştığımızdan hep dürüstlük abideliği yapar, işimize gelmeyene “tetikçi, yandaş, yalaka ” ne bileyim buna benzer çamurlar atmayı marifet sayarız.
İki gündür Gündoğdu zatı muhteremin, 150-200 TL veya dolar harcayıp, sırf kendi egosunu tatmin edebilmek ve birilerinin kol kanadı altında olduğunu ortaya koymak istercesine kurduğu internet sitesinde yaptığı bir icraata eleştiri getirmeme fena halde içerlediğinden olacak ki, cevap üzerine cevap vermeye kalkıyor.
Bilmem ne tatlı da, bilmem ne acı mı misali, eleştiriye zerre kadar açık olmayan eskiden Günüdoğdu, şimdilerde ise batışını herkesin açıkça görebildiği muhteremimiz yine cevap vermiş.
Öncelikle, 6 yıldır her gün bu köşeden seslendiğim okurlarımdan özür dilerim.
Zira onların, “Biz senin olaylara yaklaşım tarzını içeren, Antalya’nın günlük gündem konularına yaklaşımından bizi ne diye mahrum bırakırsın ki” serzenişlerini duyar gibiyim.
Yerden göğe kadar hakları var.
Gündoğdu muhteremi önceki gün bir göndermede bulundu.
Kendi internet sitesindeki anket ile ilgili yorumda bulunmuş, ve o yorumu bu köşeden vermiştik. Tekrarlamaya gerek yok. Ve o yorumumuzun ardından bakın bize ne cevap vermişti;
“Bir anket yayınladık, kıyamet koptu…
Bazı tetikcikler, bize saydırmış.
Anket taraflıymış.
Neymiş, Gün Haber yanlıymış…
Bu yüzden Gün Haber’i okumuyorlarmış…
Okumuyorlar ama maşallah, Gün Haber ne yazmış, ne etmiş biliyorlar. Üstüne üstlük bir de yorumcuklar yapıyorlar.
Aslında onlar da yazmıyor, birilerinin dikte ettirdiklerinin üzerine adını ve resmini koyuyorlar.
Ha onun resmi, ha kütük… Hangisini koyarsan koy farketmez.
Gün Haber’in gücünden korkuyorlar onlar.
Gün Haber’in yazdıklarına akıl sır erdiremiyorlar.
Çünkü, hayatlarında tarafsız olmamışlar ki…
Birilerinin sırtına kene gibi yapışmışlar, hayatlarını öyle sürdürüyorlar. Kene’ye de ayıp ettik ama ne yapalım.
Tetikcikler size bir tavsiyem var. Bir gün de çıkın, onurluca, size o yazıları dikte ettirenlere, ‘Arkadaş, bizi kullandığınız yeter’ deyin.
Sizin adınıza üzülüyorum.
Çocuklarınız adına üzülüyorum.
Gazetecilik mesleği adına üzülüyorum. (D.G)
** ** **
Ve kendisine şöyle cevap vermiştim;
“Dün bu köşeden Dursun Gündoğdu’nun internet sitesinde yaptığı anket ile ilgili bir yorumda bulunmuştum. Kendisi hiç vakit geçirmeden cevap vermiş. Bizim Umut Özen söyleyince okudum. Dursun kendisini o kadar güzel tarif etmiş ki, inanın kendisini özetlemesine hayran kaldım. Usta gazetecilik farkı!.
Kendisine tek kelimelik bir sorum olacak.
Ben hiçbir zaman Menderes Türel’ci olduğumu gizlemedim ki. Hatta açıkça dile getirmeyi kendime görev saydım. Bir kez daha tekrarlıyorum şahsi olarak ben Türel’ciyim. “Türel’ciyim” demek tetikçilikse evet ben tetikçiyim.
Peki sen, “Bende Yıldıray Sapan’cıyım diyebilir misin?
** ** **
Bu yazıma tespiti yani yanıtı ne olmuş dersiniz?
Tek kelimelik cevap: “Tetikçinin itirafı.”
İşte Gündoğdu muhteremin dünya görüşü bu.
Sözü fazla uzatmaya gerek var mı?
Kulakların çınlasın Mustafa Gül (Paşa)
Dursun. Son kez soruyorum. Sen de Yıldıray Sapan’cı mısın, değil misin?
Yüreğin var, gebeliğin yoksa, “Evet” veya “Hayır” de.,
Seç ve ikisinden birisi de kabul..