Seçimlerin üzerinden neredeyse bir hafta geçti.

Ancak tartışmalar halen sürüyor. Bir süre daha devam edecek gibi de görünüyor.

Tartışmaların başrolünde her zamanki gibi CHP oynuyor.

“Her zamanki gibi” diyorum, zira maalesef CHP son yıllarda huzursuzluktan, gerginlikten beslenir oldu. Dolayısıyla seçimlere itiraz ederek huzursuzluk ve algı mühendisliği rolünü sürdürüyor.

CHP, seçimlere itiraz edeceğine öncelikle kendisini sorgulamalı.

Güneydoğu ve Doğu Anadolu illerinde sıfır çekmişsin.

İç Anadolu’da yoksun.

Karadeniz’de kısmen varsın.

Sadece Trakya ve Ege’nin bir bölümünde varsın.

Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun memleketi Tunceli’yi bile kaybetmişsin.

Yani Türkiye partisi değilsin.

Bunu masaya yatırman gerekirken seçimlere gölge düşürmek için entrikalara başvuruyorsun.

Seçim sonuçlarına itiraz ettiğin İstanbul, Ankara ve Antalya’ya bir göz atalım.

El insaf. İstanbul’da neredeyse 600 bin oy fark yemişsin. Bunun neyine itiraz edersin. Ankara’da itiraz ettikçe fark açılıyor. Ama halen itiraz, itiraz. Yetmiyor taraftarlarını sokağa döküyorsun.

Aynı durum Antalya için de söz konusu. 5 yıl boyunca “lay lay lom” yap sonra seçimlere itiraz et. Yıllarca bu partiye genel başkanlık yapan Deniz Baykal ve milletvekillerine her fırsatta salla, bütün il başkanları ve partililerle kavga et, sonra “Seçimde hile var” diye isyan et. Bunu kimse yemez Sayın Mustafa Akaydın. Yemiyor da. Halkı sakağa dökerek sözüm ona haksızlığa uğradığını ispatlamaya çalışıyorsun. Geçin onu siz. Herkes sizin ne olduğunuzu, CHP’ye nasıl bir zarar verdiğinizi biliyor ve görüyor. Bugün Antalya’da CHP seçimi kazanamamışsa bunun en büyük sorumlusu İl Başkanı Devrim Kök ile birlikte sensin. Bunu bir tek ben söylemiyorum. Partililerinizin çoğu benimle aynı görüşte. Seçimden sonra yaptığınız eylem çağrılarına bakarsanız ne demek istediğimi anlarsınız. Bu süreçte kim var yanınızda. Antalya milletvekillerinden Gürkut Acar dışında kimse yok. Eski il başkanları, ilçe başkanları yok. Peki, kim var? İşe aldığın, emrinde çalıştırdıkların var sadece. Onlar da sizin haklılığınıza inandığı için değil, ekmeğinden olacağından korktuğu için size riayet ediyor. Ancak üzülerek belirteyim bu kişilerin de sizden uzaklaşması uzak değil.