Aylardır beklenen İstanbul ve Antalya Büyükşehir belediyeleri dışında kalan CHP’li ilçe belediyelerine yönelik yolsuzluk ve rüşvet operasyonları ile ilgili iddianame nihayet mahkemeye sunuldu.

Dilerim İstanbul ve Antalya Büyükşehir Belediyelerine yönelik olarak da iddianameler en kısa zamanda hazırlanıp yargılama safhasına geçilir.

Hazırlanan iddianame 500 sayfanın üzerinde…

Tümünü okuyamadım ancak ana başlıkları ve sonuç kısmını gözden geçirdim.

Elbette yargılama başladığında mahkeme safhalarında bu iddianame mutlaka didik didik edilecek, her konu başlığı ile ilgili kamuoyu bilgilenecektir.

Gelelim bu iddianamenin kamuoyuna açıklanmasından sonra ortaya çıkan tabloya…

Yargılama süreci dışında kalan ve kafalara takılan çok soru var.

  1. Suçlamaların temeli; organize suç örgütüne üye olup örgüt aracılığı ile rüşvet, ihaleye fesat karıştırma, irtikap, çıkar elde etme yoluyla suç işlemek.

Peki iddianameye göre bu suç örgütünü kim kurmuş?

“Aziz İhsan Aktaş” isimli iş insanı, zaten suç örgütünün adı da “AİA organize suç örgütü”

Örgütün elebaşı ve kurucusu için iddianamede 700 yılın üzerinde hapis cezası isteniyor.

Peki bu suç örgütünün ele başı nerede?

Basında çıkan haberlere göre, İstanbul’da ciğer kebabı yiyerek serbestçe dolaşıyor…

Peki bu suç örgütünün üyesi olan belediye başkanları, belediye bürokratları ve bunların yakınları nerede?

Yüzlercesi cezaevinde tutuklu…

Sizce burada bir terslik ve yapılan operasyonlara yönelik bir güvensizlik yok mudur?

  1. Evet kabul edelim ki AİA isimli çıkar sağlamak amacıyla bir suç örgütü var.

Bu suç örgütü CHP’li belediyelerden 120, AK Partili belediyelerden 99, MHP’li belediyelerden de 27 ihale almış…

Neden CHP’li belediyelerden alınan ihaleler ve sağlanan çıkarlar için operasyon yapılır da AK Partili ve MHP’li belediyelerden alınan 126 ihale ile ilgili bir soruşturma yapılmaz…

CHP’li belediyelerde hırsızlık, rüşvet diz boyu da diğer belediyeler sütten çıkmış ak kaşık mı?

Eğer Türkiye’de kamu kuruluşlarını kirden arındırma ve temizlik harekâtı yapılacaksa bunun “siyasetler üstü” olması gerekmez mi?

  1. İddianamenin mahkemece kabulünden sonra CHP Genel Merkezi harekete geçmiş.

AK Parti iktidarının 23 yıllık icraatlarında ne kadar yolsuzluk olayı varsa bunları 12 başlıkta toplayıp milletvekillerine ve belediye başkanlarına dağıtımını yapmış.

Ve bu yolsuzlukların kamuoyuna anlatılması istenmiş…

Allah aşkına böyle bir şaşkınlık olur mu?

Böyle bir karşı siyasi hamle kamuoyunda “evet benim belediyelerimde bunlar oldu ama AK Parti de aynısını yaptı” algısı oluşturmaz mı?

Neden iddia ettiğiniz gibi içinin boş olduğunu söylediğiniz bu iddiaları çürütecek bir çalışma ile kamuoyunun karşısına çıkmıyorsunuz?

Benim belediye başkanlarım temizdir, onlara kefilim demekle bu iddialar çürütülmez…

Bu iddiaların karşısına sağlam argümanlarla çıkıp çatır çatır çürütmek yerine AK Partinin de yolsuzlukları, rüşvet alan belediyeleri var diye bir savunma yapmak CHP’li belediyeleri töhmet altında kalmaktan kurtaramaz…