Her şey dahil sistemine en çok biz gazeteciler karşı çıkarız.
Neden?
Esnaf milletinin yanında olduğumuzu gösterebilmek, yani şirin gözükebilmek adına.
Ama nereye gidersek gidelim, alacağımız her hangi bir ürünün veya masaya oturup yiyip, içeceklerimizin herkese uygulanan fiyat politikasının çok çok altında yada ücretsiz olmasını isteriz.
Buna can atarız!.
Çünkü biz gazeteciyiz.
Ayrıcalıklı insanlarızdır!..
Avantalara dayanamayız.
Yemeksiz ve alkolsüz basın toplantıları eziyet gibi gelir.
Rakılı ve bol mezeli sofralar ortamında yapılan basın toplantılarına katılım sayısı, çaylı toplantıları yirmiye katlar.
Her şeyi en iyi biz biliriz!..
Dediğimiz kanun gibidir!..
Dost sohbeti ortamında dahi, lafı kimseye bırakmaz, ahkam kesmekten geri durmayız.
Kendimizi dinletebilmek adına, lafın başkasına geçmemesi için sözlerimizin arasına bırakın nokta koymayı, nefesimizi biran olsun tutabilmek için, virgüle bile gerek duymayız.
Çünkü biz gazeteciyiz!.
Antalya?da yıllardır çalışan gazetecilere şehir içi ulaşımları için ücretsiz biniş kartları verilir. Sarı Basın Kart?ı olanlar dahi, tek tip kart uygulamasından dolayı, cemiyet ile Büyükşehir belediyesi arasındaki iletişim diyalogu sonucunda tespit edilen gerçek gazeteciler o kartı alır, dolmuş ve halk otobüslerine ücretsiz binerdi.
Dikkat edilirse ?Di? diyorum.
Düne kadar, uçak, ev telefonu ve deniz ulaşımlarında indirim sahibi olan sarı basın kartı sahiplerinin o hakkı elinden alındı.
Pasaport almak için emniyete gidildiğinde, kimlik yerine dahi geçmez hale geldi o sarı basın kartı.
Hak etmeyene gazete çalışanı da olsan verilemez sarı basın kartı.
Hiçbir ek ödeme olmamasına karşın, nedense patronlar eskiden 212 şimdi ise 3A  sosyal hakkı tanımaması, tanısa bile eğitim durumu yetersiz olanlar alamıyor sarı basın kartını.
Halk Kart uygulamasında, Sarı Basın kartı olanlara yeni bir kart verme olayı ortadan kaldırıldı.
Çünkü, Büyükşehir Belediyesi ile Gazeteciler Cemiyeti?nin aldıkları ortak karar gereği,  düne kadar kimlik yerine dahi geçmeyen sarı basın kartını, saygın hale getirebilmek adına, Antalya?daki şehir içi dolmuş ve halk otobüslerine binmek isteyen gazeteciler, şöföre kartını gösterip geçecekler.
Gazeteci olupta, eğitim durumu yetersiz veya basın yasasına tabi tutulmadıklarından dolayı sarı basın kartı alamayanlar için ise, bir komisyon kuruldu. O komisyon başvuruları inceleyip, liste halinde Büyükşehir Belediyesi veya Halk Kart şirketine bildiriyorlar.
En demokratik uygulama yönteminden başka bir şey değil.
İsimleri bildirilenlere, üzerinde ?İndirimli? yazılı kartlar veriliyor. İndirimli kart yazılı olmasına karşın, o kartı alanlar şehir içi ulaşımını ücretsiz yapıyorlar.
Ama gördük ki, ?İndirimli? ibaresi birilerine batmış.
Biz gazeteciyiz arkadaş. Neyi, nasıl şekilde istiyorsak öyle olacak!.
Alnımıza, ?Avantacı? yazdırmak kaydıyla her şey ücretsiz olacağı şartı koyulsa, neredeyse ona bile razı hale gelinmiş durumda.
Vay efendim, nasıl indirimli ibaresi konurmuş!.
?Ücretsiz? hitabı konsa daha mı iyi?
Yoksa avantacı? mı yazsaydı?
Biz kendi kendimizi dilenciden beter ediyoruz da, bunun farkında bile değiliz.
Ama biz gazeteciyiz!..