Geçtiğimiz Pazar günü denize gitmek üzere evlerinden çıkan Antalyalılar, kişi başı 2.5 TL tutarındaki dolmuş ücretiyle karşılaşınca az daha küçük dillerini yutacaklarmış.
Beni hiç aramayan ama tel nomu kayıt yapan Aşçıbaşı Osman’ın haber vermesiyle öğrendim zam olayını.
Peki ama neden Pazar günü seçildi ki?
“Götürebildiğim kardır” zihniyetinden mi?
“Bir gün mırıldanırlar ikinci gün alışırlar. Bu Türk insanı yıllardır böyle değil mi zaten” mantığından mı?
Çek ya.,
İstediğin yere çekebildiğin kadar çek.
Minibüsçüler Odası Başkanı Mustafa Gönenç’i duydunuz mu?
Duyan, duymayana haber versin.
“Zammı biz istedik” diyor Gönenç.
Peki istedin de verdilerde mi milleti Pazar Pazar zamla uykudan uyandırdınız?
İstemeyenin bir yüzü kara, vermeyen zenci!.
İstediğiniz kadar siz, “zammı biz istedik” deyin.
Vatandaş verene bakar arkadaş.
Adres Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın’a çıkmıyor mu?
Gönenç Mustafa adaşı Akaydın Mustafa’dan istemiş ve istediğini sökmüş almış.
Bu neyi işaret eder!..
“Biz istedik mi söker alırız. Çünkü geçmişten alacaklıyız” mantığını mı?
Gönenç Mustafa, hazır el atmışken şu 65 yaş olayını da iste adaşından da, sen de rahat et, otobüsçüler de.
Rahatlatın bir birinizi ya.
Altta kalanın canı çıksın!..
Zam Pazar günü yapılıyor, pazartesi, Salı ve Çarşamba tepkilerin ardı arkası kesilmiyor.
Büyükşehir’in tuzu kuru.
Bakıldı ki o tepkiler dinmeyecek, adaş Mustafa’ya haber salınıyor, “Bir şeyler yap” diye.
O da marifet işlemiş gibi, zammı biz istedik diyor.
Hayırdır.
Otobüsçüler neden aynısını yapmadı da iş adaşa bırakıldı.
Sahi 20 ay önceki su zammını kim istemişti?
Yarından itibaren zamlı tarife uygulanacak olan tramvay ücretlerini?
Gönenç Mustafa’nın, “Onu da ben isteyecek değilim herhalde” diyeceği kesin.
Suyun akaryakıtına da mı zam yapılmıştı da, dayanılmaz hale gelindiğinden mi vatandaşın suyuna zam yaptı Akaydın Mustafa?
İnadım inat. Yürüyeceğim ama, bana ücretsiz olan dolmuş veya otobüslere yine de binmeyeceğim.
Göreve geldiğinde ilk icraatı olan suya zam olayını da protesto ediyor, musluktan akan suyu mümkün olduğunca az kullanacağım.
Kavurucu yaz sıcağında leş gibi ter kokarak mı gezeceğimi sanıyorsunuz.
Lara uzak, Konyaaltı yakın. Denize dalıp çimerim, çıkar duşların altında tuzlarımı akıtırım.
Hiç mi yapamıyorum?
Yavuz Özcan, Aydın Kanza hatta Atatürk Parkları’nın içerisinde harıl harıl sular akıyor.
Özellikle de Yavuz Özcan Parkı’nın içindeki küçük düdeni gözüme kestirdim.
Kim bana, “Sen ne yapıyorsun arkadaş” diye sorar?
Demokrasilerde çare tükenir mi arkadaş.
Yeter ki sen o demokrasiyi doğru yerde ara. Demokrasi deyip, bunu sadece söylemde bırakıp, kitaplarda okuyanlardan bu millete bir yarar gelmediğine göre.,
Ama önemli günler öyle bir gelecek ki, şimdi kendisini Antalya’nın sahibi, çiftlik ağası gibi görenler.,
Bir bakacaklar etraflarında kimse kalmamış.
NOT: CHP’li Yıldıray Sapan’ı yemin ederken gören var mı. Kravatını yesinler adamda resmen çiçekler açmış. Ben çiçekli kravat ile yemin içmeye çıkan bir milletvekiline ilk kez tanık oldum. Benden önce bu şerefe erişenler var mı?