Hey gidi dibi delik dünya hey.
Eskiden, “Gerçekler acıdır” denirdi.,
Şimdi, o gerçeklerin adı dedikodu olup çıktı.
Çıkartan da Antalyaspor’un çok kıymetli teknik patronu Mehmet Özdilek.
Ama Özdilek bilmiyor mu ki nasıl, her şakanın altında bir gerçek yatıyorsa, “Her dedikodunun altında bir gerçek yatar” gerçeğini.,
İşler tıkırındaysa.,
“Tribünlere gelip bizi destekleyen büyük taraftarlarımız”
Gitmiyorsa.,
O tribünlere gelenler.,
“Üç beş kişi” olup çıkartılıveriyor.
Büyüten de, küçülten de Mehmet Özdilek.
Bence marifet meselesi.
Mesele olmasına mesele de, bu denli donanım Serikli Kirli Çavuşa verilse, Özdilek yanında halt etmiş.
“Alkolik” naraları “Dedikodu” üretimi imiş öyle mi?
O üretim Çek Cumhuriyeti ve Hollanda’da yapılıp, Konyaaltı’ndaki bir büfede satılıyor.
Baş müşterileri de Antalyaspor’lu futbolcular.
Haberi bile yok.
Evet.,
Gerçekler acı, pardon dedikodudur öyle mi sayın Mehmet Özdilek.
Sana da, dedikodu değil, destek mi lazım?
Unutma ki, zamanında verilen desteği, dedikoduya dönüştüren sensin.
Sensin diyoruz.,
Düne kadar başarı nasıl senin eserin ise, başarısızlık da, ta kendisidir de ondan.
“İyi ki ilk yarıda 25 puan toplanmış.”
Teselliye bakar mısınız?
“İyi ki bizim altımızdaki takımlar kaplumbağa hızıyla yol alıyorlar” diyemiyoruz da.,
“İyi ki 25 puan toplaya bilmişiz.”
Züğürt tesellisi.
Kaptan Ömer susar da, neden ikinci kaptan Ateş konuşma gereği duyar?
Ömer’in soyadı Çatkıç, Necati’nin ise Ateş.
Çek ve Hollandalının da yaptığı boğazı ateş gibi yakıyorsa.,
Çivi, çiviyi sökmez mi?
Afiyet şeker olsun.