Önceki gün, habercilerin e-maline bir açıklama düştü. E-maili gönderen Songül Başkaya.. Kendisini önce, “Gazeteci Başkaya, ardından CHP’nin İl Genel Meclis Üyesi Songül Başkaya, sonrasında da, Muratpaşa ve Büyükşehir Belediyeleri’nin CHP’li Meclis Üyesi” olarak tanımaya başladık.

Habercilere gönderilen e-mail’in içeriğinin başlıca özeti, “Başkaya’dan görkemli açıklama.”

CHP Muratpaşa İlçe Başkanlığına adaylığını koyan Songül Hanım, kendi e-mail adresinden gönderdiği kendi açıklamasının başlığını da kendisi koymuş ve gazetelere servis etmiş.

Pes.

Merak ediyorum da, Songül Başkaya CHP Muratpaşa ilçe başkanlığı seçimlerine girerken, Muratpaşa ve Büyükşehir Belediye Meclis üyeliklerinden istifa edecek mi?

Şart mı?

Tabi ki değil!

Neden şart olsun ki?

CHP İl Başkan yardımcısı İlhan Buğdaycı aynı zamanda Konyaaltı Belediye Meclis Üyesi.

Konyaaltı CHP İlçe Başkanı Ömer Dalbudak da, aynı belediyede meclis üyesi değil mi?

İyi de, hem kamusal hem de aynı anda örgütsel görev nasıl olur?

Koskoca Cumhuriyet Halk Partisi, 2 milyon nüfuslu Antalya kentinde idareci mi bulamıyor da, il başkan yardımcıları veya ilçe örgüt başkanları mecburiyetten dolayı mı, aynı zamanda meclis üyelikleri yapmak zorunda kalıyorlar?..

Yürüyün be.

Yürütün namınızı kim tutar sizi?

Neden alttan gelenlerin önünü tıkamaktan geri durulmaz?

Bu nasıl bir zihniyet?

“En iyi meclis üyeliğini ben yaparım!..”

“Parti gurubunu en iyi temsil edecek olan kişi benim ve gurup sözcüsü ancak ben olurum!..”

“En iyi ilçe başkanlığını ben yerine getiririm!..” Demek değil de nedir bunun adı?

Bence kompleks…

Değil ise Cumhuriyet Halk Partisi Antalya örgütünde ne yazık ki adam kalmamış.

Yoksa bundan başka mana çıkmıyor..

Bu yazıyı okuyanlar arasından, “Sana ne be adam. Sana mı kaldı CHP ile ilgili fikirler yürütmek” diyenleri duyar gibiyim.

Onlara bir şey diyeyim mi?

Ne yazık ki, CHP’li olarak görüp, kendi partiliniz olarak adlandırdığınız sözüm ona gazetecilerinizin yazamadığını şu an ben yazıyorum ben..

Onlar yazamaz ama, kapalı kapılar ardından bir birlerinin dedikodularını yaparlar…

Kaldı ki, birisine telefon açtığımda, kendimi tanıtmak için, “Ben Vedat Gürhan dersem” karşımdaki kişi birkaç saniye hatırlama duraklaması mutlaka yapar da, ama, “Ben Gazeteci Vedat” dediğim an bu kentte şahsımı anında tanırlar..

Bu vesileyle, düşünüp, doğruyu bulup, gerçekleri görüp, çıkardığımız neticeyi yazıp yazmama konusunda hiç ama hiç tereddüt etmedik. Hele hele aynı yolu yürürken asla dedikodu yapma gereği duymadık, oturduk klavyenin başına yazdık..

Yazamayanlar utansın..

Yeri gelmişken..

Büyükşehir Belediyesi’nin son Aralık meclisi ve devam meclislerinde kendi grup sözcüleri Songül Başkaya’nın çok konuşmasından dert yanan CHP’liler..

Siz hiç Muratpaşa Belediye Meclis toplantılarını izlediniz mi?

Songül hanım maşallah şiir okuma konusunda bülbül gibi şakıyor.

En azından Büyükşehir meclislerinde şiir okuma alışkanlığını devreye sokmuyor.

Ama Muratpaşa İlçe Başkanlığına seçilirse, yönetim kurulu üyeleri her toplantıda başkanlarının duygulu şiirlerine hazırlıklı olsunlar.

Benden söylemesi…