Dün üstatlarımızdan Ahmet Dökdök köşesinde Antalya siyaseti ile ilgili beyin jimnastiği yapmış.
“Hoca Başbakan olur mu” vurgulamasından yola çıkarak.
Ve son söyleyeceğini de baştan söyleyip;
“Türkiye Cumhuriyeti’nde yaşayan herkesin başbakan olma şansı kadar elbette Akaydın Hocanın da vardır” demiş.
Daha yazının girişini okur okumaz kendi kendime havalara girdim.
Benim de beyin jimnastiğine ihtiyacım vardı ve gözlerimi kapatıp daldım derinlere.
“Vay be benim bile başbakan olma şansım varmış” demekten kendimi alamadım.
Üstelik seversiniz, sevmezsiniz (!) bendeniz vatandaşa hizmet konusunda denenmiş, bir diğer anlamda yıpranmış isim de değilim.
O zaman artılarım hocaya göre fazla!.
Efendim.
Recep Tayip Erdoğan geçmişte İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı yapmıştır ve daha sonra Başbakan olmuştur.
Mustafa Akaydın da aynı yoldan geçmektedir ve başbakanlık konusunda o kriteri tamamlamak üzeredir.
Dolayısıyla Akaydın’ın önü açık mış.
Başbakan olabilmek için neden illa ki Büyükşehir Belediye Başkanlığı yapmış olma kriteri aranmaya kalkılıyor onu anlayabilmiş değilim.
Ne yani.,
Kepez ve Döşemealtı’nın Belediye Başkanlarını geçtim. Zira onlar Başbakan ne derse onu yerine getirmek zorundalar da.,
Muratpaşa Belediye Başkanı Süleyman Evcilmen’in..
Konyaaltı Belediye Başkanı Muhittin Böcek’in.
Hatta Aksu Belediye Başkanı İsa Yıldırım’ın başbakan olabilmeleri için.,
İlla ki Büyükşehir eleğinden mi geçilmeleri mi gerekiliyor?
Hal böyle olursa, Evcilmen ile Böcek Akaydın’ın ayağını kaydırıp kendilerinin Büyükşehir adayı yapılması uğraşı vermezler de ya ne yaparlar?
O zaman kimse her iki CHP’li Başkan’a, gönüllerinde yatan aslan için kızmasın.
Ne var ki kriterler sıralamasına kafam takıldı.
Şu iyi bir profesör tanımı var ya, işte ona.
Hoca ne konuda profesör olmuş?
Kesip, biçme..
Şehir idareciliği yada ülke yöneticiliği konusunda Antalyalı kendisine not vermeye kalksa 10 üzerinden kaç alır dersiniz?
Acı da olsa gerçekler ortadayken Kılıçdaroğlu’nun hakikaten Büyükşehir adayı yine Akaydın mı olur, yoksa ya kim?
Yıldıray’a sorsalar CHP içerisinde en uygun kişinin kendisi olacağını öne sürer.
Peki eski CHP Genel Başkanı-ki Yıldıray cep mesajlarına bu tanım yerine, “Daha önceki genel başkanımız” diye geçiyor.
Bilmiyor ki gün gelecek kendisi için de eski milletvekili denilip, asla ve asla bir önceki dönem milletvekili denmeyecek.,
Baykal’ın fikri sorulur mu?
Dökdök, beyin jimnastiği sırasında bu ihtimali de göz önünde tutmuş ve Akaydın, “Recep Tayip Erdoğan’ın başbakanlık yolunu Deniz Baykal açmıştır. Baykal benim yolumu açmayacağına göre baştan kaybediyorum” demiş.
Ey millet.,
Bunu diyen kişi, rektörlüğü gitmiş, üniversiteler birliği başkanlığı gitmiş ve sade bir genel cerrah doktoruydu. Ve, ya doktorluğunu yapacaktı yada, şu anda çiftliğinde tavukları yemleyip, ineklere ot atıyor olabilme ihtimali yüksek kişiydi.
Ve bugün Ahmet Dökdök’ün başbakanlık koltuğuna giden yolu tarif ederken terazinin gözüne oturttuğu Mustafa Akaydın’ın yolunu açan Deniz Baykal değil miydi?
Bu durumda başbakan olabilmenin bence birinci maddesi, yola çıktıklarını yolda satmayacaksın ki, kendi önünü açabilesin..


(Küstahlık, zayıf insanın güçlü olma taklididir- Eric Hoffer)