Çok değil bir iki hafta evvele kadar, “Bitmeyecek mi bu kış” diye söylenenlerin sayısı çoktu.
Antalya özellikle üç-dört gündür cayır, cayır yanıyor.
Nem bunaltıyor.
Hastane acil servisleri sağ eliyle sol göğsünü tutanların çok gelmeye başladığı yer haline gelmiş durumda.
E bizim de yaş kemale ermedi değil.
Hoş bendeniz yapı itibariyle ne malının, ne de canının kıymetini bilenlerden hiç ama hiç olmadım ama, itiraf etmek gerekirse sorumluluklar bir birinin üzerine yüklenmeye doğru yüz tutunca, ister istemez bazı özelliklerinizi elinizde olmadan yitirebiliyorsunuz.
“Bugün bana biraz müsaade” diyeceğim.
Bodrum’a gidip, karşıma çıkan Gross marketleri mi yazarım, Turgutreis’te Cüppeli Hoca’nın yaptığı gibi jet skiye mi binerim artık bilemiyorum!.
Bakarsınız kafama Çeşme eser!.
Giderlerden benim neyim eksik?
Üç-beş mi 10-15 gün mü artık belli değil.
Yıllık iznimizden belli bir kısmını siz bu yazıyı okurken çoktan kullanmaya başlamış olacağım.
Dedim ya kafayı taktım Bodrum yada Çeşme olayına.
Hangi TV’yi açsam magazin programlarında yüzde 80’i bir gün Bodrum’dan bahsediyor. Diğer gün aynı oranda Çeşme’den.
Gazete sayfalarından bahsetmeye gerek bile yok.
En illet olduğum şey de, “Yıllardır bodrum tatil mekanımdır. Türkiye’nin göz bebeği bu tatil yöremiz ne yazık ki pislik içerisinde. Beton kent haline gelmiş, belediyelerin duyarsızlığı Bodrum’u yaşanmaz yapmaya doğru götürüyor” diye yazanlar, Bodrum’dan da vazgeçmiyorlar.
Madem ki bu kadar kötü bir yer.
Tatilini kendi zihniyetinle ve ellerinle neden zehir edersin ki?
Başka yer mi yok?
Çeşme güzel bir yermiş ama, çok da pahalıymış.
Bodrum’da lahmacun 50 TL, Çeşme bundan geri mi kalır, Bodrum’a inat 60 TL.
Bizim Antalyalı Lahmacuncular, Etli Ekmekçiler ve hatta tereyağlı İskender Dönerciler nasıl isyan etmesinler ki
Türkiye Turizmi’nin ağırlığını Antalya çeksin, gaymağını (!) Bodrum ve Çeşme esnafları yesin!.
Olacak şey mi?
Sırf, “Duyan duymayan kalmasın ben Bodrum’a gittim” dedirtmek için belki Bodrum’a giderim.
Belki de, “Çeşme’de” karar kılarım.
Kuşadası’nın hatırı kalır mı ki?
Doğduğum yer Fethiye’nin Ölüdeniz’i beni hayatta affetmez.
Evet.,
Bana müsaade artık.
Hasan amcamın Feslikan’daki rezidansının Bodrum’u beni bekliyor.
Korkuteli-Fethiye karayolunun 10’ncu kilometresindeki Mehmet ağabeyin Umut Çeşmesi’ndeki gözlemecisi de.
Olimpos’un harikalar diyarı küçük yarım adacığının kuşları..
Sabah saatlerinde ölü gibi duran Konyaaltı’nın denizi de.
Hiç birisinin hatırını koymayacak, hepsine kesinlikle gideceğim.
Birkaç gün beni ortalıkta görmeyenler, “Oh be sonunda kurtulduk” diye boşuna kına yakmaya çalışmasın, kavurucu sıcak beynime geçip rahmetli Ayhan Işık gibi olmadığım, aşırı nemden dolayı nefessiz kalıp, nalları dikmediğim takdirde en kısa sürede yine burada olacağım.
Haydi bana eyvallah.
Sefam olsun!..
Trend Haberler

Ali Yılmaz gözaltında

Okulu, Kunduz’da rövanşı kaybetti

Ali Yılmaz’ın tüm mal varlığına el konuldu

Antalyaspor, eski oyuncusu Dario Saric’i yeniden kadrosuna kattı

Deniz Servan Narin öldü mü? Arkadaşları ve yakınlarından haber geldi!

Antalya’da belediyeye yönelik 4'üncü dalga 'rüşvet' operasyonu: 17 gözaltı