Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel, Sarısu’da kadınlara yönelik plaj düzenleyeceğini açıkladı.
Ardından tartışmalar başladı.
Kimi çevreler bu hareketi gericilik, kimi çevreler de özgürlük olarak değerlendirdi.
Tartışmaya gazeteciler de katıldı. Bunların başında da ustamız ve abimiz Ahmet Dökdök geliyor.
Ahmet abi, Türel’in “Kadınlara özel plaj” yapacağını söylemesi karşısında irkildiğini yazmış.
Ancak irkilmesine hiç ama hiç gerek yok. Başörtü konusu buna örnek. Kamuya ait yerlerde başörtüsü serbest bırakıldığında kıyamet koparılmış, “laiklik elden gidiyor” denilmişti. Ancak aradan geçen zaman bu kaygıları boşa çıkarmıştı.
Ahmet abi, plaj kurulduğunda 3-5 kadından fazlasının da gitmeyeceğini dile getirmiş yazısında. 3-5 kadın bile olsa onların da isteğine cevap vermek gerekmiyor mu? Kaldı ki modern ülkelerde engellilere yönelik birçok adım atılıyor. Ülkemiz de buna dahil. Kaldırımlar, tuvaletler, alış-veriş merkezleri, trafik gibi konular engelliler düşünülerek düzenleniyor. Buraları birkaç engelli kullanıyor diye yapmayacak mıyız?
“Ne demek kadın erkek ayrı mı?” diye devam etmiş yazısına Ahmet abi. Burada kadın erkek ayrımı yapılmıyor. Sadece inancı gereği erkeklerle denize girmek istemeyen kadınlar var. Rahat edebilecekleri bir yer istiyorlar. Hepsi bu. Konuyu başka yönlere çekmenin anlamı yok.
Bir de “Vücudundan korkan denize gitmesin” demiş Ahmet abi. Bu söylemi kendisine yakıştıramadım. Benim tanıdığım Ahmet abi böyle bir söz sarf etmez, kimseyi dışlamaz. Bu söylemin diğer adı ‘dışlamak’tan başa bir şey değildir.
Şimdi ben böyle yazdım diye birçok kişi benle Ahmet abinin arasının açık olduğunu düşünecek. Ancak böyle bir şey yok. Yazımın girişinde de dile getirdiğim gibi Ahmet abi hem büyüğümüz hem de ustamızdır. Sadece kadınlara yönelik plaj konusunda aynı düşünmüyoruz. Bu da normal değil mi?
Özetle, kadınlara yönelik açılacak olan plaj olayını büyütmenin, insanların kafasını bulandırmanın bir anlamı yok. Kim nasıl yaşamak istiyorsa öyle yaşamalı. Yani özgürce. İleri ve gelişmiş ülkelerde özgürlüklerin önü kesilmez, aksine açılır. Eğer kadınların kendine yönelik bir plaj isteği varsa buna sessiz kalınmamalı. Tabi bu sadece kadınlar için değil, her kesim için geçerli. Uzun lafın kısası kim nasıl istiyorsa öyle yaşamalı, ona göre de alanlar oluşturulmalı.