Bu yıl 51’incisi düzenlenecek Uluslararası Altın Portakal Film Festivali Antalya’da sürekli eleştirilere konu olmuş bir festival. Altın Portakal farklı tartışma konuları ile kamuoyunda yer aldı.
Tartışılan festival açıklamaları,
Tartışılan jüri kararları,
Seçimi tartışılan jüriler,
Çağırılan konuklar,
Verilmeyen ödüller,
Sahipleri tarafından alınmayan ödüller,
Tartışmalı seçilen filmler,
Festival bütçesi,
Çalınan festival heykelleri,
Festivalin halktan uzak, kaprisli bilinen kesim ile yaşanması,
Festivalde seçilen filmlerin çabuk unutulması…
Daha da sayabilirim. Aslında Altın Portakal Antalya için altın bir fırsatken, onsu düşük, değeri hiçe sayılarak tartışılan bir festival konumunda oldu.
Yukarıda saydığım bazı eleştiriler kaprisli kesimin (sanatçı) eleştirileri, bazıları ise festivalin başarısız olmasını isteyenlerin.
Bu tür festivallere siyaset girmemeli. Görüşler girmemeli, kıskançlıklar girmemeli. Ne festival boyunca, nede ödül töreninde, birilerine sürekli laf giydirilmemeli.
Festival halk ile daha çok iç içe geçirilmeli. Sanatçılar otel odalarından dışarı çıkıp festivalin hatırına, sanatçıyı sanatçı yapan izleyici ile buluşmalı. Sadece kortej ve kısıtlı katılımın olduğu kokteyl ile sınırlı kalınmamalı.
Altın Portakal’ın diğer bir eksiği de gerçekten hala kurumsal bir yapıya ulaşamamış olması. Her yıl yaşanan tartışmalar bunun ispatı. Ancak bu o kadar kolay değil. Festivalin baş mimarı ve destekleyicisi yerel yönetimin Antalya’da sürekli el değiştirmesi, her yiğidin yoğurt yiyişene festivali kurban ediyor. Biri geliyor zemini oluşturuyor, diğeri kendi düzeninde diretiyor. O nedenle bu riski ortadan kaldıracak bir yapı kurulup, yerel yönetimin etkisi azaltılmalı.
Altın Portakal’ın en altın halleri Menderes Türel döneminde gerçekleşti. Dünya yıldızları ile Antalya buluştu. Ancak Türel’in açıkladığı ve Mustafa Akaydın döneminde ödül sahiplerine vaat edilen ödüllerin sanatçılara verilmemiş olması gerçeği, yiğit-yoğurt gerçeğini ortaya koyuyor.
Bu yıl festivalin organizasyon işi yapımcı Elif Dağdeviren’e verildi. Bir sinema eleştirmeni, ya da sinemada görev almış biri değilim. Ancak televizyonculuk geçmişim, filmi farklı açılardan ele alan, ekibin geçmişini değerlendiren biri olarak, bu yıl kadronun doğru isimlerden oluştuğunu düşünüyorum. Elif Dağdeviren festivalin hakkını verecek.
Antalya Altın Portakal’ın markalaşmasını hızlandıracak bir eksiklikte, festivalin ödül töreninin kendi ismini taşıyan binada yapılamaması. Devasa portakal şeklinde inşa edilecek bir yapı, içinde yaşatılacak bir festival ve 350 gün kullanılacak proje hayallerimi süslüyor. O portakalın dört bir tarafına yerleştireceğiniz devasa ekranlar, portakal şeklinde şehrin çeşitli noktalarına koyacağınız izleme alanları, sürekli aktif ışık şovları, bütün gözlerin Altın Portakal’a çekilmesini sağlayacak, halkında gözünü festivale doğrultacaktır.
Ben söyleyeyim de bakarsınız birileri yapar.
Kazasız ve cezasız günler dileğiyle.