Antalya’ya yağmur suyu damlamaya görsün. Ne trafik kalıyor, ne de insanların bir birlerine saygısı.
Ana cadde ve ara sokaklar dahi araç yoğunluğundan geçilmiyor.
Rast gele, gelişi güzel park edilen özel otolardan tutun da, ticari araçların koca yolu kapatması pahasına dörtlülerini yakıp, keyfe keder çalışmalar içerisine girilmesi tek kelimeyle bu ülke insanının eğitim düzeyini ortaya yeterince koyuyor.
Dün sabah güllük caddesi üzerinden, Cumhuriyet meydanı’na doğru aracımla ilerliyorum. Ana cadde üzerinde abartmıyorum, o kadar çok park yapılmaması gereken yerlere parklar yapılmış ki, katlı otopark boş, önündeki yol dolu.
3-4 TL’lik otopark ücretini vermemek adına, yol üzerine araçlarını bırakıp gidenlere mi sitem edersin, “Bu ülkede trafik polisi yok mu. Bunları neden görmez” yorumlarında mı bulunursun?
İl Emniyet Müdürü Ali Yılmaz, Antalya’ya atandığında kendisine nezaket ziyaretinde bulunmuştuk. Yılmaz o ziyaretimiz sırasında, “Bizimle ilgili gördüğünüz her eksiklikleri gündeme getirebilirsiniz. Bizi uyarabilirsiniz. Ancak görev ve sorumluluk bilinciyle bunu yaparsanız uyarılarınızı dikkate alacağımızdan kesinlikle şüpheniz olmasın. Yanlış veya kasıtlı çağrıları da deşifre etmekten çekinmeyiz” demişti.
Sayın Yılmaz belki yapıyordur fakat, makam aracıyla değil de, hiç kimseye haber vermeden, özel aracıyla şöyle bir şehir içi turu yapsa, eminim ki, “Trafik kurallarının nasıl hiçe sayıldığını ve vatandaşı o kurallara uydurmak asli görevi olanların ortalıkta gözükmediğine tanık olacaktır..
“Nereden biliyorsun ki benim özel aracımla sessiz sedasız Antalya cadde ve sokaklarını aşındırmadığımı” zerzenişini duyar gibiyim.
Eğer ki o sessiz ve gizli denetimi yaptığınız halde Antalya cadde ve sokakları, ana hatlar ve bulvarlar herkesin kafasına göre otopark olarak kullanılabildiği yer olmaya devam ediyorsa, bunda bir eksiklik var demektir.
Antalya’ya yağmur yağınca trafik kuralları o yağmur suyuyla birlikte buhar mı oluyor?
Antalya’da iki damla sağanak yağış baş gösterdiğinde, trafik polisleri ıslanmamak için kendilerini toptan kapalı mekanlara mı atarlar?
Güllük Caddesi’nde iki araç zor zahmet yan yana geçiyor fakat, zerre kadar eğitim, bir o kadar da kültür almadığı her halinden belli olanlar, altındaki pahalı araçların değerlerini bile düşünmediklerinden olacak ki, nerede işi varsa o yolun üzerine aracını bırakıp gitmekten çekinmiyorlar.
Çekinmeyen, çekinmesin de, çoğunlukta park yasağı olan bu yerlere park yapanlarla kim uğraşacak, kim “Niye yapıyorsun arkadaş” diyecek işte yağmurla birlikte o kişi yada kişileri de bulabilmek mesele haline gelmiş.
Geliyorsunuz Cumhuriyet Meydanı’na doğru. Eski Özel İdare binası güzergahı resmen açık oto park.
Gel meydana. Sol taraf yani askeriye istikameti araçlarla sıralanmış. Balbey’den tramvay yolunu geç, demirciler içine doğru gir, sağ taraf koca bir otopark ancak, yolun sol tarafına park edilen araçlar, trafiği resmen kapatmışlar.
Geç Doğu Garajı istikametine. İnsanın isyan etmemesi mümkün değil. Yol boyu her yer araç bolluğuyla dolu.
Havalar iyi olduğunda Yener Ulusoy Bulvarı’nın güllük girişinde 5-6 polis çok sık şekilde trafik kontrolü yapar. Görüntü için, sanılır ki geniş çaplı bir operasyon yapılıyor. Oysa sadece sade bir trafik uygulaması.
Ne zaman yağmur yağsa, Antalya’nın en işlek caddelerinin üzeri otoparka dönüşüyor, dönüştürtmemesi gerekenler de inzivaya çekiliyor.
Emniyet kemeri takipçiliği kural takipçiliği de.,
Yanlış otopark olaylarını takip etme konusu torba yasasıyla kaldırıldı mı ki?