Bilgisayarın karşısına geçtim, klavyeyi önüme çektim.
Düşünüyorum…
Ne yazayım?
Köşemde bugün hangi toplumsal meseleye değineyim?
Ya da hangi mutluluğu paylaşayım…
 
Hava kapalı. Kasvetli mi kasvetli. Hava yüzünü asınca haliyle bizler de kasvetli oluyor, bizler de yüzümüzü asıyoruz. İçimizden bir şey yapmak gelmiyor. Gelmiyor çünkü içimiz kabarık. Ne kadar pozitif düşünmeye çalışsak da geleceğe dönük umutlarımızı yeşertemiyoruz.
Bırakın geleceği günü kurtaramıyoruz.
 
8 milyonluk ülkede kayıtlı işsiz sayısı 4 milyonu çoktan aşmış. Kayıtdışı olanları, günübirlik çalışanları da hesaba katınca rakam 15 milyonu geçiyor. Ülke nüfusunun neredeyse dörtte biri işsiz, umutsuz…
 
Çevreye bakıyoruz, küçüğü büyüğü esnaf kan ağlıyor. İşyerini kapatan, iflas bayrağını çekenin ardı arkası kesilmiyor. Pastanın en büyük bölümünü yutan küçük ‘kaymak tabaka’ dışında kimse mutlu değil. Hırsızlıklar, dolandırıcılıklar, kapkaç patlaması yaşanıyor. Şiddet almış başını yürümüş. Çaresizlik girdabında boğulan acısını çocuğundan karısından çıkarıyor. Herkes adeta patlamaya hazır bomba gibi. Çarşıda, sokakta en küçük şeyden maraza çıkıyor. Herkes gergin çünkü…
 
Borçlar ödenmiyor, alacaklar tahsil edilemiyor.
Olmayanda zaten yok da, parası olan da yarın endişesinden ötürü mevcudunu koruyabilmek adına parmağını oynatmıyor.
Ölü toprağı serpilmiş sanki, yaprak kımıldamıyor…
 
Geçen tanıdık bir müteahhit anlattı, kamudan birkaç milyonluk iş almışlar ihale ile ancak son zamanlarda zırt pırt yaşanan döviz dalgalanması nedeniyle istedikleri garanti verilmediği için vazgeçmişler işi yapmaktan. “Böyle bir ortamda riske gireceğime paramı bankada faize yatırır beklerim” diyor…
 
Bir müteahhidin iş yapmaması, yüzlerce insanın iş yapmaması demek…
Hemen her kesimde meseleye böyle bakanlar olduğunu düşünürsek ne kadar büyük bir kitlenin işsiz, aşsız, umutsuz kaldığını anlamak zor değil.
 
Biliyorum, çok kasvetli bir yazı oldu.
Başta da belirttiğim gibi havanın etkisi var muhakkak ama ülkenin ahvali de bu ne yazık.
Yaşadıklarımız, hissettiklerimiz böyle…
Ne kadar pozitif olmaya çalışırsak çalışalım karşılaştığımız gerçekler şevkimizi kırıyor.