Malumunuz geçtiğimiz hafta TBMM’de dokunulmazlık görüşmeleri vardı.

Görüşmeler öncesi mecliste grubu olan 4 parti de tavrını belirledi.

AK Parti, CHP ve MHP ‘evet’, HDP ise ‘hayır’ oyu kullanacağını açıkladı.

İlk tur görüşmelerinde AK Parti ve MHP söylediği gibi ‘evet’ HDP ise ‘hayır’ dedi.

Çıkan tabloya göre dokunulmazlıkların kaldırılması ancak referandumla gerçekleşebilirdi.

İkinci tur görüşmelerinde AK Parti ve MHP’nin yanı sıra bir grup CHP’li de ‘evet’ oyu kullanınca dokunulmazlık teklifi kabul edildi.

Sonuç itibariyle AK Parti, MHP ve HDP’nin tavrında bir değişiklik olmadı ve ilk günden dile getirdikleri yönde oy kullandılar. CHP ise bölündü. Haliyle ne İsa’ya ne Musa’ya yaranabildi. Hem AK Parti’nin hem de HDP’nin ağır eleştirilerine maruz kaldı. Bu durum partide ciddi anlamda çatlaklara neden oldu.

Dokunulmazlık oylaması sonrası Antalya’da kampa giren CHP’de büyük tartışmalar yaşandı, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başta olmak üzere kurmaylarının hepsi hedef tahtası haline geldi. Yalova Milletvekili Muharrem İnce, kampta yaptığı konuşmada Genel Başkan Kılıçdaroğlu’nu sert bir dille eleştirdi, “Çocuklarınızın yüzüne bakamayacaksınız”  dedi.

Mersin Milletvekili Fikri Sağlar da, dokunulmazlıkların kaldırılması teklifinin kabul edilmesine parti olarak verdiği desteği eleştirerek, “Yasanın iptali için 110 imzayı toplayıp Anayasa Mahkemesi’ne gitmeliyiz” dedi.

Bu eleştirilere Genel Başkan Kılıçdaroğlu ve kurmayları ise çok daha sert bir çıkışla yanıt verdi. Kılıçdaroğlu, “HDP’ye destek vereni partiden atarım” diye tehdit etti.

Yani, dokunulmazlık görüşmelerinden parti olarak en zararlı çıkan kuşkusuz CHP oldu. Hem CHP tabanı hem de seçmen anlaşılmayan bir yol izlendiği için genel merkeze ateş püskürdü, püskürüyor. Olay o kadar büyüdü ki şehit cenazelerinde bile Kılıçdaroğlu’na yumurtalı protestolar gerçekleşti. Bunun da sebebi yukarıda ifade ettiğim gibi ne yaptığını bilmeyen bir yol izlediği için oldu.

Bu arada, bazı CHP’lilerin “Biz de biat kültürü yoktur. Dolayısıyla vekilleri ‘evet’ veya ‘hayır’ oyu kullanmaya zorlayamayız” gibi ucuz savunma yaptığına şahit oluyoruz. O halde neden Anayasa Mahkemesi’ne gitmek isteyen HDP’ye imza vermek isteyen milletvekillerini partiden atmakla tehdit ediyorsunuz.