Tarih 17 Mayıs 2016.. 
Sabah saatleri..
Işıklar Caddesi’nden Sampi Kavşağı istikametine doğru aracımla gidiyorum. Yıllarca Antalya’nın mezbahası olarak hizmet verilen, şimdi Lara Balıkevi Restoranı’nın hizasına geldiğimde öyle bir polis yoğunluğu olduğunu gördüm ki, irkilmedim değil..
Zira ülkemin içerisinde bulunduğu şu günlerde insanlar bırakın toplu alışveriş merkezlerine gitmeyi, sokakta yürümek bile istemiyor..
Kesin sayılarını bilemem ama onlarca polisin etrafa yayıldığını görünce aracımı çektim sağa, nedenini öğrenmeye karar verdim.
Yolun sağ tarafına yanaşmamla birlikte karşımda 30-40 kişi civarında işçi topluluğu. Giysilerinin arkasında Muratpaşa Belediyesi yazıyor.
“Burada neler oluyor” diyerek aracımdan iniyorum ki, bir tek Allahın kulu, “Şu oluyor, bunun için buradayız” deme zahmetinde bulunmuyor..
Canlı bomba mı vardı?
Yoksa bir terörist mi köşeye sıkıştırılmıştı da, polisler bundan dolayı mı oradaydılar ki?
Peki ya Belediye işçileri?
Temizlik yapmak için gelmişler desek, Allah var her yer tertemiz..
Çiçek dikecek bir görüntü içerisinde hiç değiller..
Etraftaki benim gibi meraklı bakışlarla apartmanlarının balkonlarına çıkıp gelişmeyi kuş bakışı izleyenlerden bir tanıdık olacak ki, “Restoranın içine bak Vedat bey içine” diye haykırıyordu.
Sürdüm arabayı Lara Balıkevi’nin oto parkına doğru, Milim milim ilerliyorum zira, onlarca polis ve Muratpaşa Belediyesi’nin taşeron işçilerinden sonra, karşımda bir o kadar da resmi üniformalı Muratpaşa Belediyesi’nin zabıta memurları..
Allahtan ki aracımın ön camında “BASIN” yazıyor-ki, “Hop hemşerim nereye gidiyorsun, geçemezsin” demediler..
Sakın abartıyor falan zannetmeyin, o görüntülerin tamamını kaydettim bende hala duruyor. Cep telefonumla çektiklerimi de sanal ortamda sıcağı sıcağına o gün zaten paylaştım.
Aracımı park ettim, hararetli konuşmaların yapıldığı, gazetecilerin flaşlarının patladığı, düzgün giyimli bayanların yanı sıra kravatlı erkeklerin de sayıca bir hayli çok olduğu ortama dalıverdim.
Tanıdık bir yüze, “Neler oluyor burada” sorumu yöneltmemle, kolumdan çekiştirip, alt taraftaki iskeleyi göstererek, “Burayı plaj yapacaklarmış. Muratpaşa Belediyesi çalışanları ve polisler bunun için buradalarmış” demez mi?
Ya komşum Ümit Uysal.,
Bir kere böyle bir yöntemle Antalya’nın dünya markası olmuş bir mekanına İŞİD ya da PKK teröristleri için yapılan operasyon misali bir görünüm ortaya koyarak milleti tedirgin etmeye hangi projenizi hayata geçirecekseniz geçirin, asla hakkınız olmadığı kanaatindeyim.
Hatta tüm gelişmeleri meraklı bakışlarla izleyen mahalle halkı arasındakiler de benimle aynı fikirde olduklarını yüksek sesle haykırdılar..
Sayın komşum Ümit Uysal..
Plaj yada başka bir şey.,
Tabi ki yapacağınız her çalışma size görev tevdi eden halkınız için.
Ne var ki, ortaya çıkarttığınız görüntü.
Ve oraya yolladığınız bay-bayan elamanlarınızın, “Başkan buraya fena halde takmış durumda. Bakın çok üzerimize gelirseniz, restoranınızın önünü park haline getiririz” gibi sözleri, verdiğiniz görüntünün yanında devede kulak kalır..
Ne tarafınızdan gönderilen görevlilere, ne de yapacağınız ya da yapmayı düşündüğünüz projeye tek bir kelimemiz olabilir..
Ama milleti tedirgin eden görüntü ve görev yapmak için oraya gelen ancak işletme sahibini daha çok taciz etmekten başka bir şey yapmayan elemanlarımızı çıplak gözle gördükten sonra.,
Zatı alinizin verdiği tolerans için., 
Öyle demişsiniz ya.
Buysa sizin toleransınız, belediyecilik ne yazık ki bana göre 2’nci yılınızda bol gelmeye başlamış gibi be komşum..
Not: Söz konusu yer eskiden mezbaha olduğu için denize bolca kan akardı. Dolayısıyla köpek balıklarının cirit attığı bir yerdi. Yapın plajı ama her gün seni orada yüzerken görmek isteriz Ümit Uysal komşum..