Sevgili okuyucularım.,
Kıymetli takipçilerim.,
Bildiğiniz gibi geçtiğimiz günlerde bu köşeden, “CHP Milletvekili Mustafa Akaydın, ASAT’taki yolsuzluk iddialarını, 1989 yılında İSKİ’de yaşanan skandala benzetip.,
“Bence ASAT’ta yaşananlar ile 1989 yılında İSKİ’de yaşananlar arasında hiçbir fark yok. Yaşananlar tamamen Antalya’nın İSKİ skandalıdır” demiş..
Diye başlayıp, kendisinin bir gazeteye verdiği röportajdaki sözlerini eleştiren yazıyı kaleme almıştım ya.,
Vay bana vay.
Hoca hazretleri bir gazetecilik tarifi ile başladığı, eleştirimi hakarete götürdüğüm yönünde bir yığın lügatlerin yer aldığı karşı cevap göndermiş.
Yazımı iyi okuduğunu sanmıyorum. Zira, yolsuzluk ile zimmet arasındaki farka dikkat çekmeye çalıştığımı hiç ama hiç anlamamış Hoca efendi..
Şahsıma gönderdiği yazı epey uzun da, bir satırında demiş ki.,
“Bu kutsal meslek asılsız iddialarla yapılan haberler üzerinden kirletilmemeli.”
Eyvallah hocam..
Kalemine sağlık..
Şuna emin ol ki, şahsım adına 30 yılımı verdiğim gazetecilik mesleğim süresince asla ve asla asılsız bırakın iddiayı, ihbara bile itibar etmedim, bundan sonra da katiyen etmem..
Bak sen asıl mesleğin olan genel cerrahlıktan kendini emekli edip, dünya nimetlerinden elinden geldiğince faydalanmaya çalışıyorsun ama ya ben?
Biz de emekli olduk ama, sadece SSK’dan.. Hala gazeteciliğimizi sürdürüyoruz, Allah ömür verdiği sürece de alnımızın akıyla, doğru bildiğimiz yoldan kesinlikle şaşmadan ilk günkü heyecanımızla devam ettireceğiz.
Hoca ben sana niye iftira atayım?
Ben siyasetçi değilim. Her hangi bir siyasi kuruluşun üyesi hiç değilim..
Gazeteciyim hoca efendi gazeteci.
Sen ise eski rektör ve eski belediye başkanı ve şimdinin milletvekili.
Yani siyasetçi.
Eleştiriye açık olacaksın hoca..
Eğer sana, yani, “Hoca” hitabımı hakaret sayıyorsan, hiç kusura bakma, onu da ben uydurmadım, zira senin sloganın..
Hazmedeceksin..
Öyle gazeteciye gazetecilik dersi vermeye kalkmak yerine, varsa bilgi eksikliğimiz, bizi bilgilendireceksin.. Bundan asla da muzdariplik duymayız..
Misal.,
Söz konusu ASAT haberinde adı geçen zimmetçi Serap İ’nin 14 Ağustos 2008 tarihinde KPSS sınavıyla sayaç okuma memuru olarak girdiğini belirttiğin gibi..
Ama emin ol KPSS sınavına mı 2008 yılında girmiş yoksa ASAT’a mı yazından anlayamadım.
Ya hoca efendi..
Biz gazeteciler bazen düz adam olmayı elden bırakmayız. Yani, “Söz konusu haberde 6 yıl önce ASAT’ta çalışmaya başlayan memur” denmiş ya.,
2016’dan çıkarttık 6 yılı. 2010 hesabını ortaya koyduk. Eğer bu ise hatamız, özrü bir borç biliriz de, 16’dan 6’yı çıkartıp, 10 rakamını belirtmek ne hataysa!..
Bak hoca.,
Söz konusu yazımda şahsının İSKİ skandalı benzetmesiyle ASAT’taki zimmet olayının yakından uzaktan alakasının olamayacağına dikkat çekmeye çalışmıştım ama belli ki anlamamışsın..
İSKİ bir aile rezaleti.. İSKİ şahsının da mensubu olduğu CHP’nin bir kamburu.,
Tıpkı kaset skandalı gibi..
Ve böylesine bir yüz karası olay unutulmaya yüz tutmuşken, ASAT’taki basit ki olay anında açıklığa çıkartılıp, konu adli makamlara intikal ettirilerek gerekenler yapılmıştır, senin gibi bir CHP’li vekilin İSKİ rezilliğini kaşıması inan ki bana göre çok manidar olduğundan dolayı yazı yazma gereği duymuştum..
Şahsın ile ilgili yazılan her aleyhte yazıyı hakaret görme..
“Hakaret” diye karşında yorum yapmaya kalkanlara inanma..
Zira senin kimin ne dediği ne anlama geldiğini anlama yaş ve tecrübene bir de milletin vekilliği eklendi..