CHP’nin eski genel başkanı, Antalya Milletvekili Deniz Baykal ve beraberindeki 3 Antalya Milletvekili bilindiği gibi geçtiğimiz günlerde Gazeteciler Cemiyeti’nde sohbet toplantısında bulunmuşlardı.
Pardon, “Bulunmuşlardı kelimesindeki lardı” kısmını çıkartıyorum.
Zira Baykal sağ ve sol taraflarına oturan üç milletvekiline tek kelimelik bir söz hakkı dahi vermedi.
Ondan.
Ahmet Dökdök önce Milletvekili Arif Bulut’a, sonra da Yıldıray Sapan’a soru sormak istedi Deniz Baykal müsaade etmedi.
Peki Baykal kendisine sorulan sorular karşısında neler yaptı?
Bana göre orada geçen 1.5 saatlik süreçte kayda değer 1.5 kelimelik laf etmedi.
Kayda değer bir kelimelik lafı da, “Ön seçim kesinlikle yok” demekti o kadar..
Bizimkilerden birisi çıktı, “Ben çocukken de siz vardınız, ben 50 yaşına geldim hala varsınız. Siyaseti ne zaman bırakmayı düşünüyorsunuz” diye sormaz mı?
Baykal, “Davan ve ilken varsa, mevkin ve makamın olmasa da siyaset yaparsın. Bunu yaparsan sana mutlaka bir görev düşer. İlgi ve sorumluluğu bırakamam. Herkesin siyasetle ilgilenmesini istiyorum. Mevki makam benim anlayışım değil. Ben kendimi ülkeme ve partime karşı sorumlu hissediyorum. Kimsenin hakkını aldığımı, önünü kestiğimi düşünmüyorum. Kimseyi önlemiş değiliz. Siyaseti sorumluluk için yapıyorum" diye cevaplandırdı.
Siyaseti bırakıp bırakmayacağı merak edilen Baykal, her zamanki gibi politik, bir diğer anlamda varyatalı cevap vermekten geri durmadı.
Kendileri, “Makam mevki benim anlayışım değil” diyor.
Bunca rezaletten sonra hala CHP’nin Genel Başkanlık koltuğunda gözü var mıdır, yok mudur?
Seçilmiş bir İl Yönetimini tanımamak, diğer Antalya Milletvekillerine tanıtmamakla, “Ben istediğimi yapar ve yaptırırım. Çünkü daha bitmedim” mesajı vermek midir, değil midir?
Yine kendileri, “Kimsenin hakkını aldığımı, önünü kestiğimi düşünmüyorum. Kimseyi önlemiş değiliz” diyor.
Ve ben özellikle hitaplarının bu kısmına kahkahalarla gülüyorum.
Cemiyetteki toplantıda o kahkahayı lafı söylediği anda atmadıysam, geçmişten günümüze gelen makam ve mevkisine yanı sıra, ülke çıkarları için yaptığı katkılara saygımızdan dolayıdır.
Ne demek, “Kimsenin hakkını yiyip, siyasette önünü kestiğimi düşünmüyorum” demek?
Bunu söyleyen Baykal değil mi ki, Mustafa Akaydın’ı gökten zembille indirip, Antalya Büyükşehir Belediye Başkan adayı yapan?
Yıllarını CHP’ye vermiş olanların umutlarını yıkıp, herkesi hayal kırıklığına uğratan?
Deniz Baykal’a parti tabanından ciddi bir tepki varsa, bana göre o tepkinin yegane nedeni, partililerine hep tercih haksızlıkları yaptığından dolayıdır.
Yoksa hovardalığından değil.
Nitekim Deniz Baykal’ın tercih yanlışlığına nasıl düştüğü konusunda, Cemiyetteki o toplantıda, “2011 Genel Seçimleri’nde Antalya için yaptığınız milletvekili aday sıralaması en büyük örnektir” diye yüzüne söyleyen kişi de benim.
O toplantıya kadar içimdeki Deniz Baykal sevgisi capcanlı duruyordu. Ne yazık ki benim gözümde büyütüp, hayranlarından birisi olduğum kişinin evet bana göre de siyaseti daha doğrusu bu ülkenin en eski partisi CHP’de kaldığı sürece yararı değil zararı olacaktır.
Amaç için için kemiren kinden dolayı, Partiyle değil, kişilerle uğraşmak olsa da.