CHP’li Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın, Kemer’de gemileri yaktı.
O gemileri ateşe verdiğinden 2 gün sonra da, Atatürk Kültür Merkezi (AKM) Aspendos Salonu’nda, nasıl ve neden yaktığını kulağına taktığı mikrofon ile Ata Demirer, Tolga Çevik, hatta Cem Yılmaz’ı bile gölgede bırakan sahne performansı ve üstü kaymaklı ekmek kadayıfı yemenin keyfiyle koca salona anlattı.
Hızını alamadı.
AKM’deki talk şovundan hemen bir gün sonra, önce Sky Türk’e çıktı, 50 dakika boyunca hüngürdü de, hüngürdü.
Yetmedi.
Aynı günün akşamı bu kez Haber Türk kanalına çıktı, nakaratlarına devam etti.
Kendisini yerel seçimlerde CHP’nin Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı adayı yapıp, seçim kazanmasını sağlayan eski Genel Başkan Deniz Baykal’a önce, “Büyük ağabey” takma ismiyle göndermeler üzerine göndermeler yaptı. Sonra, “Entrikacı” dedi, “Hizipçi” benzetmesinde bulundu.
Hoca günlerdir içindeki sıkıntısını dışa vurmaktan geri durmadı da, Baykal’ın umursadığı mı yok, yoksa yılların siyasetçiliğinin verdiği tecrübe mi, genişlemeden midir bilemiyoruz, galesizce davranmayı yeğledi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin baktı ki olan partiye olmaya doğru gidiyor, hoca da TV kanallarına randevu vermekten geri durmuyor, “Hop. Herkes haddini bilecek artık” dercesine, “Kesin sesinizi” dedi.
Hoca bu.,
Kendisinin siyaset dünyasına geçişini sağlayan eski Genel Başkan Deniz Baykal’a resti çekmiş, yardımcılık görevini yürüten Gürsel Tekin’i mi tınlayacak?
Dün, yaptığı konuşmalarının, “Yandaş basın” ve Ak Parti tarafından çarpıtıldığını, amacının partiyi güçlendirmek olduğunu söylemiş.
Biz, “Yürü be hoca, kim tutar seni” diye boşuna demedik.
İtiraf ediyorum artık ben de kendimin, “Yandaş” olduğunu ilan ediyorum!.
Hem de büyük onur ve gurur duyarak!.
Bu yandaşlığımın da Hoca’cı olarak devam edeceğini herkesin bilmesini istiyorum.
Eski hocacılar hiç kusura bakmasın.,
Yeni hocacınız geldi!..
Eskiye rağbet olsa CHP pazarına nur yağardı!..
Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar. Ama ben Bekir Kumbul’un yıllar önce yakamadığı çoban ateşini Kemer’de tutuşturup, AKM’de ateşlendirip, Ulusal TV kanalları aracılığıyla alev topuna dönüştürülmesini sağlayan Akaydın hocamın kovulmasına şiddetle karşı duracağım!.
Hani denir ya, “Bir insanın kendine ettiğini hiç kimse etmez” diye.,
Bu saatten sonra kim ne ederse, ne derse desin, benim hocamın umurunda bile olmaz.
“İçimde uzun zamandır saklamakta zorluk çektiğim sıkıntılarım vardı. Bunları aktardığım için rahatladım” diyen Akaydın hocam.
Rahat ola.
Ama bunu öğrendikten sonra zatıalinize teessüflerimi sunmadan da geçemeyeceğim.
Sen tıp doktoru değil misin?
Siz değilmisiniz ki, “Sıkıntılarınızı içinize atmayın. Sonra o sıkıntılar insan bedenini yer bitirir” diyenler.
Başta birilerinin büyük ağabeyi olmak üzere, genel merkez bile seni milletvekili adayı yapıp seni bitirme yolunu seçenlere göbek mi attırmak istiyordun hocam.
Ne diye o sıkıntılarını yıllardır içinde taşırsın ki?
Rahat ola hocam, rahat ola.

++++++

TEBESSÜM
Dişi aslan bir ağacın altında uyurken tilki gizlice gelip dişi aslanı becerir. Aslan uyanınca erkek aslanın yanına gider ve ona sorar. Erkek aslan duruma oldukça şaşırmıştır. Çok sinirlenip kükrer: ”Bütün hayvanları toplayın, suçluyu bulup onu mahvedeceğim” der. Bütün hayvanlar toplanır, aslan "kim yaptıysa bunu elini kaldırıp öne çıksın" diye kükrer ama hiçbiri ses çıkarmaz. Derken toplantıya geciken çakal koşarak gelip arka sıralara yerleşir ve tilkiye "ne oluyor" diye sorar. Tilki de "Aslan kral ormana bir müdür arıyor talip olan elini kaldırıp öne çıksın diyor" deyince zavallı çakal hemen elini kaldırıp öne çıkar. Aslan herkesi gönderir ve akabinde çakalı sabaha kadar becerir. Çakal sabah perişan halde yalpalaya, yalpalaya yürürken tilkiyle karşılaşır. Tilki hafif gülümser ve ekler: “Bak, bir müdür oldun yürüyüşün bile değişti.”