İster yerel olsun, ister ulusal gazetelerin yerel ekleri, her sayfada 7 Haziran’da yapılacak olan milletvekilliği için partilerin aday adaylarının haberleriyle dolu ya.,

Kimilerine gülüyor, bazılarına hayretle bakıyor, kimilerine de, “Hadi oradan be hadi” dediklerim bile oluyor.

Aynı seçim ile ilgili bir önceki yazımda, “Bu aday adayı olma hastalığıyla yaşayanlar var” demiştim. Ve o aday olma illetinden kurtulamayanların olduğunu  işaret etmiş, “Aday adaylığı geleneğini sürdürmek için bankadan kredi alanlar dahi  var” demiş.,

“O hastalıklı kişiler eskiden 5 yıllık sürece bölerlerdi banka kredilerini, şimdi 4 yıla bölmek zorundalar aman dikkat” uyarısı yapmıştım ya.,

Neymiş efendim, bana ne imiş?

Tabi ki bana ne de.,

Adama, “Sen kimin adayı oluyorsun” diye sorarlar..

Milletin değil mi?

Ben de o milletten birisi olduğuma göre, ne diye durup dururken bir kadeh rakı parasını aradığın günleri unutup, çoluk, çocuğunun rızkını kredilere yatırıp, aday yapılmayacağını kendi adını bildiğin gibi bildiğine göre, sırf      birilerine hava, caka satmak adına ortaya çıkarsın ki?

Bıkmadın mı her dönem bankalara kredi ödemekten?..

Usanmadın mı ailenin rızkını har vurup, harman savurmaktan?

Hatta karşısına dikilip, “Yengenin haberi var mı” diye sorasım bile geldiği oluyor hani!..

Neyse.,

Hangi konuyla yazıya girdik nerelere gittik?

Dedik ya hani, aday adaylarının gazetelerde çıkan haberler ile ilgili takındığımız tavırları.

Bir kaç gün önce yerel gazetelerin birisinde başlık şu: Sapan oturmuyor!...

Hayırdır!.. Çıban mı çıkmış?

Yoksa fistül mü var da oturamıyor ki?

Dört yıla yaklaşan süreçtir Antalya için bırakın 12 ya da 8’liği, 2 cm’lik çivi bile çakmayıp,  koskoca Antalya’nın Milletvekili’nin oturmaktan dizleri kilitlenme aşamasına gelmiş olacak ki, aday adayı ya, aday olabilmek için saniye bile oturmuyor muş!..

Marifetmiş gibi biz gazeteciler de aday adayımızı göklere çıkartarak haberler yaparız!..

Şekil ‘A’da olduğu gibi.,

Gözlerim yaşardı haberi okuyunca!..

Diyelim ki Sapan beyefendi Antalya sıralamasına girdi ki, benim bu yazdığımı okuyanlardan birçoğu anında, “Allah göstermesin” diyecektir.

Özgecan kızımızın katledilmesine gösterilen tepkilerin bol olduğu şu günlerde, Sapan beyefendinin geçmişte eşine uyguladığı dayak olayı ile o dayaktan dolayı çocuğunun düşme konusu siyasi rakipleri arasında malzeme yapılmayacak mı sanıyorsunuz?

Dört yıl sadece oturan bir adamın oturmadığından bahsetmek her babayiğit geçinen gazeteciye nasip olmaz.

Bu da aradaki fark olsa gerek!..