Yerel seçimlerin üzerinden 2,5 aydan fazla bir süre geçti.

Antalya’da ilk günlerde seçimin muhasebesi yapıldı.

Kaybedenler kaybetmenin üzüntüsünü, kazananlar ise kazanmanın sevincini yaşadı.

Kısa bir süre sonra gündem tamamen değişti ve transferler konuşulmaya başlandı.

Büyükşehir Meclis Üyesi olan CHP’li Ercan Merthatun ile MHP’li Halil Karataş’ın AK Parti’ye geçti. Geçişlerden sonra ise adeta kıyamet koptu.

Zira bu geçişler Büyükşehir meclisinde bütün dengeleri alt-üst etti.

Konyaaltı Sahili’ni el ele vererek AK Partili Büyükşehir Belediyesi’ne verilmesini engelleyen CHP ile MHP, birer üyenin yanında aynı zamanda çoğunluğu da kaybetti.

Bu olay deyim yerindeyse iki partide deprem etkisi yarattı.

Ağza alınmayacak sözler söylenmesine neden oldu. Olay o kadar büyüdü ki hiç alışık olmadığımız meclis salonu basımına kadar gitti.

Bu iki transfer gündemdeki yerine korurken, önceki gün yeni transferler gerçekleşti.

MHP’den Büyükşehir ve Finike Meclis üyesi olan Hüseyin Özbey ve CHP’li 600 kişi AK Parti’ye törenle katıldı.

CHP’de il başkan yardımcılığı yapmış olan Mehmet Atmaca, Umut Doğan ve Salih Azizoğlu’nun da aralarında bulunduğu transferler özellikle CHP’de büyük huzursuzluk yarattı.

Geçişlerin önüne geçemeyen CHP’liler, bu kişileri yolsuzlukla suçladı.

“CHP bağırsaklarını temizliyor” diyenler oldu.

“Çıkar ve iş kapma” kaçışları olarak da görenler oldu.

Suçlamaları yapanlara “Peki bu güne kadar neredeydiniz? Neden sessiz kaldınız?” diye sormak isteriz. Sahi neredeydiniz. Size gelenler için konuşmayacaksınız, sizden gidenler için iradesini sattı diyeceksiniz. Bu etik değil, objektif bir bakış hiç değil.

İlginçtir AK Parti’ye geçenler için ağır ithamlarda bulunanların birçoğu geçmişte bu kişilerle içli-dışlıydı. Aralarında su sızmıyor, kadeh tokuşturuyorlardı. Şimdi ise siyasi tercihine söylenmedik söz bırakmıyor. Ortada bir hata, ilkesizlik varsa bunu en büyük suçlusu sizsiniz. Başkasına saldırarak kendinizi aklayamazsınız.