30 yılı aşkın bir süredir Antalya’dayım.
26 yıldır kesintisiz ve sadece gazetecilik yapıyorum.
Çeyrek asırda iyi, kötü çok kişiyle tanıştım.
Zengin sofralarına konuk oldum, fakirle ekmek ve soğan yedim.
Bu süre zarfında bende iz bırakanlar oldu.
Bugün bunlardan ikisinden söz edeceğim. Hüsnü Şahin ve Mehmet Tosun.
İki güzel dost.
Ekmeklerini hiç düşünmeden bölüşürler.
Başın sıkıştığında ilk onları bulursun yanında.
Seni bir kere sevdiler mi arkandan kuyunu kazmazlar.
Hedef alana izin vermezler.
Zengin olma gibi bir dertleri yok, geçinecekleri kadar para buldular mı ‘Yeterli’ diyebilen ender kişilerden.
Geçmişte ellerine fırsat ve yetki geçmesine rağmen bunu bir kez olsun kendileri için kullanmadılar.
Garibanın dostu, işsizin umudu oldular.
Bu kenti herkesten çok benimsediler.
Dağına, toprağına, ormanına sahip çıktılar.
Yeri geldi eylem yapıp hırpalandılar, yeri geldi ekmek teknelerinden oldular.
Ama bir kez olsun doğru bildiklerinden geri adım atmadılar.
Kaderleri neredeyse aynı olan iki dost, çocuklarına da imkanları ölçüsünde en iyisini verdiler, vermeye devam ediyorlar.
Ülkeye iyi ve vicdanlı evlatlar yetiştirdiler.
Özetle, son derece kibar, saygılı, dürüst ve çıkarsız iki kişilik.
Kendileriyle çok kez aynı ortamı paylaştım. O yüzden bugün bu iki güzel insanı köşeme konuk etmek istedim. İyi ki varsınız güzel dostlar.
Dostluktur insana kalan zengin ve değerli paye. Daim olsun dostluğunuz inşaAllah.