Bugünkü yazımı, 26 yıllık meslek hayatının, 19 yıllık bölümünü spor gazeteciliğine vermiş olan birisi olarak yazıyorum.
Ve evime götürdüğüm ekmeğimi bu mesleğimden elde ettiğim kazanç dışında hiçbir geliri, makam-mevki beklentisi olmayan birisiyim.
İşim gazetecilik..
Türkiye’nin geliri giderinden fazla olan illerinin başında gelen Antalya’nın kemikleşmiş siyasi zihniyetlilerden dolayı ne yazık ki hak ettiği hizmeti alamıyor.
Tam, “Artık bu kente bir şeyler yapılacak” denilmeye başlandığı sırada, engellemeyi amaç edinmiş ama kendilerini Antalya sevdalısı (!) gibi gösterip, merdiven altlarında siyaset yapmaktan kurtulabilmek adına, beklentilerinin gerçeğe dönüştürülmesi umuduyla karşı duruş sergilemeyi marifet sayanlar ne yazık ki çoğunlukta.
Mantıkları dar bir çerçevede takılı kalıyor. Gayeleri sadece ve sadece siyasi inat.
Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç Antalya’da olmayan stat, spor salonu, yüzme havuzu, uluslar arası müsabakaların oynanabileceği tenis kortları ve kongre merkezinin yapılacağının müjdesini veriyor..
O kafa veya o kafalar var ya, o kafalar?
“Hayır. Stat 100. Yıl’a yapılamaz. Yapılmamalı” çığırtkanlığında bulunuyorlar.
Peki kim bunu yapanlar?
Sosyal Demokrat geçinen bir milletvekili.
Ve yine Sosyal Demokratlara yakınlıklarıyla bilinen Antalya İnşaat Mühendisleri Odası ve Antalya Mimarlar Odası temsilcileri..
Karşı duruş sergileyip, Antalya’da olması gerektiği halde olmayan ve bu ayıbın baş sorumlularından birisi olarak gösterilmesi gereken Sosyal Demokrat Milletvekili’nin tahsil durumunu bilmiyorum. Zira kendisi tahsil durumunu öz geçmişinde dahi belirtmeme gereği duymuş.
Ama İnşaat Mühendisleri ile Mimarlar Odası temsilcileri okumuş, mürekkep yalamış, Aydın kişiler olduğu bir gerçek.
İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Cem Oğuz, “Stadyumumu istiyorum” başlığı altında seminerler düzenledi. Oturumlar yaptı. Geniş katılımlar oldu. Ve belli bir kamuoyu oluşturdu. Bir STK başkanı olarak, hakikaten güzel işlere imzasını attı.
3 yıldır kafasını kuma gömen. 3 yıl öncesine kadar Antalya’nın deniz ve hava kirliliğinden tutun da, sokak hayvanlarının sorunlarına dahi el atmaktan geri durmayan Mimarlar Odası Başkanı Osman Aydın, tam stat konusunda kazma-kürekler ele alınacak, “100. Yıl’a stat yapılamaz” diyor.
“Antalyaspor’a 15 bin kişilik stat dahi lüks. Ama Antalya’ya 30 kişi kapasiteli bir stat gereklidir” diye devam ediyor.
“Antalyaspor’un maçlarını Akdeniz Üniversitesi sahasında oynamamasını isteyenler yeni stadın 100. Yıl’a yapılmasını istiyorlar” diye de ekleme yapıyor.
Sanki bu kente çakılacak her çivi için Osman Aydın’dan birileri icazet almak zorunda!..
Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç’ın, “Antalya’nın 3-5 yıl daha beklemeye tahammülü var ise, diğer alternatifler için çalışma başlatılabilinir” sözlerini, Osman Aydın, “Tehdit” olarak algılıyor.
Yok böyle bir şey.
Bakan’ın o sözleri madem ki tehdit teşkil ediyor da, Antalya’ya kalıcı eser bırakılma girişimine karşı çıkmayı meslek haline getirmiş zihniyetlerin tutumlarına ne ad konur?
100. Yıl diye adlandırılan yerler, zamanında spor alanı olarak kamulaştırılmış alan. Eğer ki Antalya’ya her hangi bir spor tesisi yapılacak ve bunu da, hükümet yapacaksa, tapusu kendisinde olan yere o tesis yapılmak zorunda.
Var mı bunun başka bir izahı?
Olmadığını en iyi bilenlerin başında gelen kişi de, Mimarlar Odası Başkanı Osman Aydın beyefendi ama nedense kendisi Pınarlı adresini gösteriyor.
Antalya’nın stadyumu Pınarlı’ya yapılmaya kalkılsa, mülkiyet sorunundan tutun da, Osman Aydın’ın mahkemeye götüreceğine kesin gözle baktığım stadyum, Antalya’ya değil 3-5, 10-15 yıl sonra bile yapılamaz.
Bunu diyen ben, hükümet, daha doğrusu AKP’li veya yandaşı olduğum için mi söylüyorum?
Yoksa Osman Aydın ve onun gibiler benden çok daha fazla ve gerçekçi solcu oldukları için mi stadı yapacak olanlarla karşı siyasi görüşte oldukları için mi karşı çıkmaya gerek duyuyorlar?
Bunu da Antalya kamuoyuna bırakıyorum.
Not: Bugün Antalya için “beton kent” denilmesinin baş sorumlularından birisi de, Mimarlar Odası olduğunu unutmayalım. Yine bugün Lara’nın falez üzerlerine dikilen devasal binalara seyirci kalanlar, kimseye maval okumasın.
Gölge etmeyin, bu kent tesis fakiri kalmasın.
Böylesine bir fırsat her zaman yakalanamaz..
Trend Haberler

Ali Yılmaz’ın tüm mal varlığına el konuldu

Meğer Narenciye’yi Karabulut almış!

Ali Yılmaz dahil 8 kişi cezaevine gönderildi

Antalya’nın köklü kuyumcusu sessizce kapandı: Gökhan Böcek yaktı ve kaçtı

Ali Yılmaz sessizliğini bozdu: ‘İş birliği olsaydı davalık olmazdım’

Yapay zeka terapi yerine geçemez: Empatiyi sadece taklit eder