Batı uygarlığı ile aramızdaki mesafeyi kapatmak için çabaladıkça bir adım ileri iki adım geriye gidiyoruz…
Hele batılı devletlerin uluslararası meselelerde bizi kullanmaya çalışmaları karşısında milli ve ulusal damarları kabaran çevreler hınçla batı düşmanlığını kışkırtmaya özen gösteriyorlar…
Binlerce yıllık mücadelenin ağır bedellerini ödeyen batılı halkların meydana getirdiği demokratik yapılanmayı görmezden gelip kendi ülkemizi göklere çıkarmak kafamızı kuma gömmekten farksızdır…
Bir örnekleme yapalım:
Batılı demokratik sistemin merkezinde “insan” vardır…
“Devlet değil, insan kutsaldır…”
İnsan hakları ve insana dair özgürlükler vazgeçilmezdir…
Özellikle yaşlılarına karşı inanılmaz bir koruma anlayışı ile onların insanca yaşamalarını sağlayacak her türlü maddi ve manevi önlemler alınmıştır.
Onların hiç bir şeye muhtaç olmadan diledikleri gibi yaşamaları devletin garantisi altındadır…
İnsanca yaşamanın temeli olan konut, elektrik, su, telefon, beslenme, giyim diye bir dertleri asla yoktur…
Hatta istediklerinde herhangi bir ülkede tatil yapma imkânları bile devlet tarafından sağlanır…
Bizdeki gibi 70 yaşından sonra bile ayakta kalabilmek için çalışmaları gerekmez…
Yaşadığım bir olay gerçekten canımı sıktı…
73 yaşındayım ve ayakta kalabilmek için hala gazetecilik yapıyorum ve geçimimi bu işten sağlıyorum…
Devletin verdiği emekli maaşı ile kendimi sınırlasam zorluklarla karşılaşacağım…
Bu nedenle hala çalışıyorum…
Geçenlerde hesap dışı bir sorunla karşılaştım ve hayatım boyunca kredi kartı kullanmadığım için çaresiz bir bankanın kredisine ihtiyaç duydum…
Başta emekli maaşımı aldığım Ziraat Bankası olmak üzere bir dizi bankaya taksitlerini ödeyebileceğim miktarda kredi başvurusu yaptım…
Ve hepsi de şu cevabı verdi:
“Kredi başvurunuz için yaşınız belirlenen sınırın üstündedir”
Yani diyorlar ki, “size krediyi vermeye veririz de yaşınız ölmeye yakın bir yaş olduğundan kredimizi geri alamayabiliriz…”
Telefon ettim ve krediyi zaten sigortalıyorsunuz, geri alamama diye bir sorun olmaz, dedim.
Verdikleri cevap “Beyefendi, zaten sorun sigortada. Yaşınız ileri olduğu için hiçbir kuruluş krediyi sigortalamıyor…”
Kısaca ne bankalar, ne de sigorta şirketlerinin nezdinde yaşı ilerlemiş olanlar “insan değil”, fuzuli yaşayan, gereksiz yere yeryüzünü işgal eden canlılardır…
“Parasız insan gereksiz insandır” sözünü tavırlarıyla ifade ediyorlar…
Bunun en temel nedeni de yaşadığımız sistemin “kutsalının para olmasıdır…”
Bu sistemde insan kutsal olmadığı gibi devlet de kutsal değildir…
Her şey ama her şey sadece ve sadece “paraya hizmet eder…”
Ve işin kötüsü insanlarımız da parayı kutsal kabul eder duruma gelmiştir…
Boşuna demiyorlar “para var, huzur var” diye…