60’lı yıllardı…
Henüz ortaokula gittiğim zamanlarda kutlanan Cumhuriyet bayramlarındaki o yüksek katılımı ve coşkuyu hala canlı olarak anımsarım.
Geçit töreninin yapıldığı caddede iğne atsan yere düşmez bir kalabalık vardı.
Sadece okullar, resmi kuruluşlar, silahlı kuvvetler değil, kent esnafları da birer kamyona mensuplarını bindirir ve yaptığı işi temsil eden tiyatral bir gösteriyle geçit törenine katılırdı.
Geçit töreni sonrası genci yaşlısı, kadını erkeği, kent nüfusunun neredeyse yarısı “bayram yerine” gider, akşama kadar eğlenirlerdi.
Akşam da askeri cemseyle fener alayı düzenlenir, yine o saatte fener alayını izlemek için cadde dolar taşardı.
Gece geç saatlere kadar yaşlıların cumhuriyet, Atatürk ve İsmet İnönü ile ilgili hatıraları dinlenirdi.
Kısacası, henüz 50. yılına ulaşmamış Cumhuriyet Bayramı “bayram gibi” kutlanırdı.
Ve şimdi 2. yüzyılımıza eriştik.
Cumhuriyet dalya dedi ama ne devlette ne de toplumda tık yok, heyecan yok…
Devletin, Anıtkabir’de düzenlenen ve halkın Ata’sına olan saygısından dolayı büyük bir kitle halinde katılımları ile muhteşem hale gelen töreni dışında elle tutulur bir tek etkinliği söz konusu değil.
Televizyonlardaki cumhuriyet ve Atatürk temalı holdinglerin, şirketlerin, bankaların, sermaye gruplarının içinde laikliğin ve demokrasinin tek kelimesi bile bulunmayan reklamlarıyla geçiştirilen 101. yıl.
Ne siyaset kurumlarından, ne sendikalardan, ne meslek odalarından, ne emekçi örgütlerinden, ne derneklerden, ne eğitim kurumlarından ne bir ses, ne de bir nefes var cumhuriyetle ilgili…
Sadece sermaye gruplarında var, o da piarlarını yapan reklamlarıyla…
Ve hele neredeyse cumhuriyetle yaşıt olan “İş Bankasının cumhuriyet reklamı” tam bir rezalet…
Atatürk’ün, Kurtuluş Savaşı şehidinin ve sözüm ona bu şehidin kız çocuğunun açıkça istismarından başka bir şey ifade etmiyor.
“Ve hele Atatürk’ü sanki Bankanın müdürüymüş gibi bir algıya yol açacak sahneler utanmazlığın daniskasıydı.”
Bankaya daha fazla para biriktirilmesi için bu halkın kutsal değerlerinin bile artık çekinmeden istismar edildiği bir süreçteyiz cumhuriyetin 2. yüzyılında…
İnanılmaz bir şey…
Tüm ülkeye ölü toprağı örtülmüşçesine giriyoruz cumhuriyetin 2. yüzyılına.
Allahtan CHP’li belediyelerin bayram gecesi düzenlediği “fener alayı ve konserler” var.
Bu da olmazsa ne cumhuriyet bayramının geldiğinden haberdar olunacak, ne cumhuriyetten…
Çok üzgünüm…
Laik ve demokratik nitelikleri her geçen gün biraz daha törpülenen, biraz daha askıya alınan ve geçen her gün kuruluş değerlerimizden uzaklaşan ya da uzaklaştırılan cumhuriyetimiz 2. yüzyılının başlangıcında bundan fazlasını hak ediyor…
Geçen yıl “Antalya Valisi Sayın Hulisi Şahin’in” Cumhuriyet Bayramı’nda dağıttığı bayraklar ve poşetler içindeki şu sözlerine katılmamak mümkün değil.
“Cumhuriyeti kuran Mustafa Kemal Atatürk’ü ve çalışma arkadaşlarını, cumhuriyeti kanunlaştırarak ilan eden 1. TBMM üyelerini, laik, demokratik cumhuriyetimizi 100. yıla taşıyanları şükran ve minnetle yad ediyorum….”