Hatırlarsanız, bundan önceki yazımı şu satırlarla bitirmiştim:

Bu yolun sonu kesinlikle ‘Erken Seçim’dir. Kimse hayal kurmasın, bu tablodan koalisyon çıkmaz.

Tabi bendeniz o satırları yazdığımda, 3 muhalefet partisinin civcivleri henüz ötmeye başlamamışlardı.

Ertesi gün ağız birliğiyle –ki, zaten gönül birliği vardı!- “Ak Parti ile kesinlikle koalisyon kurmayacağız!” dediler.

MHP’den bizzat Bahçeli, CHP gillerden Koç’um Haluk ile Medyanın gülü HDP’li Demirtaş, “İSTEMEZÜÜK!”çülük yaptılar daha ilk günden.

Evet haklısınız, mızıkçılık yaptılar!

Dolayısıyla beni öngörümde haklı çıkardılar.

Amma ve lakin, yiğitlikleri uzun sürmedi. İki gün dayandılar, üçüncü gün “Çarkçı Kemal’in” yolundan gitmeye başladılar.

Yine ağız ve gönül birliği ile, “Ülke hükümetsiz kalmaz.. Sorumluluktan kaçmayız..” demeye başladılar. Hepsi de koalisyon sinyali verdiler.

Yok, ben onları yüzsüzlük ile suçlamayacağım, bunu benden beklemeyin. Tutarsız siyasetleri de ilgi alanıma girmiyor. Onları sadece onların kendi sözleriyle, siyasi kriterleri ile ortaya koymam kafi. Gerisi sizin yorumlarınıza kalmış.

Zira daha fazlası da var ve daha çok konuşacaklar. Sonra yine çark edecekler.

MHP, kesinlikle HDP’li bir oluşumun içinde olmayacağını ve dışardan destek vermeyeceğini dünya aleme duyurdu.

HDP eş başkanı Demirtaş, “Ak Parti ile ne içerden ne de dışardan koalisyon yapmayacağız” dedi.

Ak Parti, 3 tane kırmızı çizgi ile geldi: “Çözüm süreci.. Paralel yapıyla mücadele.. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın meşruiyeti..

CHP, tümünün hepsine karşı!

Sonra, hepsinin ağzında zeytin dalı: “Ülke hükümetsiz kalmaz.. Sorumluluktan kaçmayız..

Şaşırmayın dostlar, daha yolun başındayız!.

Bendeniz, “Bu yolun sonu kesinlikle ‘Erken Seçim’dir.” Demiştim ya, evet sözümün arkasındayım. Zira yolun sonuna daha çok var.