Türkiye’de geçen haftanın gündemini yine kadınlar oluşturdu.

“Filenin Sultanları” üst üste aldıkları galibiyetle uluslararası gündem oldular.

Bir diğer gündem ise Nejla Demirci’nin hazırladığı “Kanun Hükmü” isimli belgelsel filmin, Festival Yürütme Kurulu tarafından, Altın Portakal Film Festivali programından çıkarılması.

Filenin Sultanları’nı alkışlarken, diğer olayı özgürlükler adına, demokrasi adına utanç verici buluyorum.

Bu olayı “sanata uygulanan sansür” olarak değerlendiren festivalde görevli tüm kategorilerin jüri üyleri yaptıkları ortak açıklamayla “Bu film yeniden festival kapsamına alınmadıkça jüri görevlerimizden çekiliyoruz” dediler…

Ve sinema sektöründeki tüm kuruluşlar da bu olayı protesto eden açıklamalar yaptılar…

 

Kısacası, 60. yılını görkemli kutlamalarla yapmaya hazırlanan Altın Portakal Film Festivali, bu gelişmelerden sonra nasıl bir süreç içinde ilerleyecek, henüz belli değil.

Festival programından çıkarıldıktan sonra “biz yanlış yapmışız” diyerek filmi yeniden programa almaları durumunda Festival Yürütmesi ve Büyükşehir Belediyesi ciddi bir yara alır. 

Aldıkları kararda ısrar ederlerse bu daha vahim gelişmelere yol açar.

  1. Tüm kategorilerin jüri üyeleri geri dönmeyecekleri için yeniden bir jüri ataması yapmaları sinema sektörünün direnci ile karşılaşır ve Festival Yönetimi görev alacak jüri üyeleri bulmakta zorlanır.
  2. Yeniden jüri görevlendirmesi yapsalar bile sinema sektörünün festivale katılımını sağlamaları asla mümkün olmaz.
  3. Bu olayın siyasi sonuçları olur.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu tarafından KHK ile işlerinden atılan masum insanların yeniden hayatlarına geri dönecekleri şeklinde seçim vaadi vardı.

Bu film de zaten KHK ile işlerinden atılan ve hayatları inanılmaz zorluklarla geçen insanların dramından bir kesit veriyor bizlere.

Geri adım atılıp bu film yeniden yarışma programına alınmazsa Başkan Böcek, bunu siyasi anlamda izah etmekte zorlanır.

 

Nitekim, bu filmin yapımcısı ve yönetmeni olan Nejla Demirci ile telefonda bir sohbetimiz ve söyleşimiz oldu.

Bir sorum üzerine Başkan Böcek’in ve festival yönetiminin bir baskı ile karşı karşıya olduğunu iyi bildiğini lakin baskılara boyun eğmek yerine “birlikte direnmenin” gerekli olduğunu ve bunun hem Başkanı hem de sanat sever insanları mutlu edeceğini ifade etti.

 

Yani; Nejla Demirci, bir baskı ile filmimi programdan çıkarıyorsanız bu yanlış, diyor.

Böyle baskılara karşı birlikte direnmemiz gerekir, diyor…

Gelin birlikte hareket edelim ve popülist yönetimlere karşı birlikte hareket ederek, “sanatı, sinemayı siyasi baskılardan koruyalım…” diyor…

 

Bence Demirci, çok olgun davranıyor ve çözüm üretmeye davet ediyor festival yönetimine.

Baskı varsa buna karşı birlikte olalım.

Böylece arkamıza tüm sinema ve sanat dünyasını da alırız, biçiminde bir daveti var…

Festival yönetimi ve Başkan Böcek bence bu davete icabet etmeli ve sorunu bitirmelidirler…