Sebze ve meyve fiyatlarının çarşıda, pazarda, marketlerde yüksekliği gündemdeki yerini korumaya devam ediyor. Yapılan denetimlerle yüksek fiyatların sebeplerinin peşine düşüldü.
Toptancı halleri denetlendi. Market reyonlarındaki ürünlerin etiketleri inceleniyor. Haksız fiyatlandırmalara cezalar yazılmaya başlandı.
Domatesin üretici çıkışı fiyatı üzerinden İstanbul’da marketlere ulaşıma kadar oluşan fiyat analizleri yapıldı ve yayınlandı.

Geçtiğimiz haftaki yazımda ben de üretici maliyetlerini ortaya koymaya çalıştım. Mevcut halde, üreticinin maliyeti üzerine eklenecek küçük kazançlarla bugünkü fiyatların altına inilmesinin mümkün olmadığını görüyorum.
Üretimin azalmasıyla birlikte kış aylarında fiyatların biraz daha yükseleceği öngörülebilir. Eğer fiyatlar düşürülmek istenirse, hislerim üretici fiyatlarının düşürüleceğini işaret ediyor.
-Peki üretici fiyatları nasıl düşürülebilir?

-Her gün artan gübre fiyatlarının indirilmesiyle mi?
-Diğer girdilerdeki maliyetlerin düşürülmesiyle mi?
Tarım sektörünün her aşamasının denetlenmesi gerektiğini defalarca yazdım. Devam da edeceğim. Ancak girdilerin fiyatı üzerinde bir denetim yapıldığına dair bilgimiz yok. Bu durumda düşmesi de mümkün değil.

-Şu anda ihracatta herhangi bir sorun gözükmüyor. İhracatın azaltılmasıyla mı?
Bu konularda bir şey yapılacağını tahmin etmiyorum. İşimiz basın yoluyla haberlere kaldı ise bu da üreticiye yazık etmek demektir.
Bunun küçük bir örneğini geçtiğimiz günlerde bir TV kanalında izledim. Bazı e-gazetelerde okudum. Bir haber ajansı tarafından hazırlanan ve paylaşılan haberde, İstanbul’da bin 700 sebze ve meyvede kimyasal kalıntı taraması yapıldığından bahsediliyordu. Hem görsel haberde hem de yazılı haberde geçen “120 meyve ve sebzede ölümcül sağlık sorunlarına neden olan ‘pestisit’ kimyasalı bulundu” ifadesi, haber kurgusunun hatalı olduğunu gösteriyor.
Pestisit kimyasalı derken ne kastedildi belli değil. Pestisit kimyasalı deyip ölümcül sağlık sorunu denilince durum korkutucu oluyor.

Peki pestisit adında bir kimyasal mı var? Zirai mücadele ilaçlarının hepsine verilen isim pestisittir. Bu kapsamda onlarca farklı aktif maddeler var. Tespit edilen hangileri?
Haberi kısa bir süreye sığdırmak için bu ifadelere yer verildiyse de yanlış olmuş. Tahminimce haberde bahsedilen kurumun bilgisi bile yoktur. Ancak yayınlandıktan sonra bilgileri kapsamına girdi.
Tarım Türkiye’mizin geleceğidir. Üreticilerimiz bu geleceğin anahtarlarıdır. Bilmediğimiz kavramları rast gele kullanmamalıyız. Hele hele sektörü olumsuz etkileyecek bilgilendirmelerden kaçınmalıyız.

Sebze ve meyvelerde ilaç kalıntısı bulunmuş olabilir. Açık açık belirtilmelidir. Bu konuda yetkili olan birimler bellidir. Gereğini yapmalıdır.
-Soralım, hangi ilaçların kalıntıları bulunmuştur?
-Neden hala önlem alamadık?

-İlaçların ruhsatlandırmasında sorunlar var mı?
-Kalıntıya neden olan aktif maddeye sahip ilaçlar yasaklı ilaçlar mı? Yasaklı ise nasıl satılıyor? Yasaklı değilse düzgün kullanılmıyor mu?
-Bunların denetimi yapılıyor mu?

-Ruhsatlı tarım ilaçları reçete ile satılmıyor mu?
-Sahi reçete sistemi düzgün çalışıyor mu?
Konu tarım olduğu için tekrar yazmak istiyorum. Sektörün her aşaması denetlenmelidir. Denetimler üreticilere verilecek nakdi yardımlardır.