7 Ekim olayları diye bahane bir saldırı üzerine İsrail binlerce insanı, çocuğu, genci, yaşlıyı, engelliyi, hamile kadını velhasıl insanlığı katletmeye devam ediyor. Filistin’de yaşayan ne kadar canlı cansız varlık varsa hepsini yok ediyor.
Hepimizin gözü önünde yapılan soykırım, Dünyanın her yerinden tepkilerin yükselmesine sebep oluyor. Özellikle İspanya’nın en üst yöneticilerinden halkına kadar herkes takdiri çoktan hak etti. Sokak gösterileri, tepkileri her yerden yankılanıyor. Avrupa’daki duyarlı insanlar meydanlara inmekten çekinmiyor.
Bugüne kadar tanınmayan Filistin devleti tanınma yarışına girdi. Filistin’in tanınması olayının arkasından başka bir şey çıkar mı zamanla göreceğiz. Küresel güçlerin bu konuda da bir planı elbette vardır. Zaten tanınacak bir devlet var olabilecek mi, o da belli değil. Ancak İtalya Başbakanı Meloni Filistin’i tanımayacağını söyleyince halkının tepki vermeye başlaması dikkat çekiyor.
Filistin’de bir katliam var.
Çocuklar öldürülüyor.
Kadınlar öldürülüyor, tecavüze uğruyorlar.
Cezaevlerindeki Filistinli mahkumlara tecavüz edebilmek için İsrail’den görüntüler sosyal medyada paylaşılıyor.
İsrail kendi inançlarına göre olan teolojik yaklaşımlarını sergiliyorlar. Buna göre davrandıklarını açıkça söylüyorlar ve yapıyorlar. Komşu ülkeleri bombalamaktan çekinmiyorlar. İstediklerine istedikleri yerlerde saldırabiliyorlar.
Lafı uzatmaya gerek yok. ABD’de cep telefonu, gıda, çeri domates üzerinden bütün Dünyaya mesaj veriyorlar, yani tehdit ediyorlar. Meydan okuyorlar. Bu işe o kadar hazırlanmışlar ki her şey bize ait diyebiliyorlar. Öyle mi? Öyle…
Lafı çok fazla uzatmaya gerek yok.
23 Eylül’de yapılan Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda ülkelerin liderleri konuştular. En çapsız konuşma ABD Başkanı Trump’a aitti. ABD’yi böyle bir insanın yönettiğine şaşırmamak gerekiyor. Bir önceki başkanları da zaten çok da aklı başında değildi. Bu durumda ABD’yi kim yönetiyor sormak, düşünmek gerekiyor. Bu arada Ertan Özyiğit’i takip etmenizi tavsiye ederim.
BM Genel Kurulu’nda yapılan en etkili ve çarpıcı konuşma Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ındı.
Salonda bulunan herkese ve Dünyanın farklı yerlerinden bu konuşmayı takip edenlere, sonradan izleyenlere açık açık haykırdı. Hem de resimlerle kare kare göstererek. İsrail soykırım yapıyor dedi. Gazze’de insanlık ölüyor dedi. Vadedilmiş topraklar safsatası ile Netenyahu’nun katliam yaptığını haykırdı.
En baştan beri hem Cumhurbaşkanımız hem de MHP Genel Başkanımız bu konudaki söylenecek bütün sözleri hiç esirgemediler. Görünen de yapılanları görüyoruz. Devletimizin görünmeyen yaptıkları olduğuna da inanıyorum.
Peki ya Arap devletleri ne yapıyorlar? Öylesine tepki dışında ne yapılıyor? Aynı Kurul’da Ürdün Kralı’nın söylediklerini unutmayalım. Sadece tepki mi vereceğiz diyor?
Ya bizim insanlarımız. Önemli bir kesim İsrail’in yaptıklarını doğru bulmuyor. Ancak bu doğru bulmayışın temeli nereye dayanıyor, bilinçli mi bilinçsiz mi, emin değilim. Bu bile yeterli denebilir.
Ancak bazı kesimlerin ve özellikle gençlerimizin umurunda bile değil. Gözlemim bu. Üniversite gençliğinin önemli bir kesimi, üzerinde düşünmeye bile gerek duymuyor. Olayın siyasi kamplaşma bağlantısı da var.
İsrail’in bu zamanda neden bu soykırımı yaptığını iyi bilmek gerekiyor. Unutmayalım, Cumhurbaşkanımızın söylediği “Vadedilmiş Topraklar” mevzusu asla boş geçilecek bir konu değil. Bu konuda insanlarımız bilgisiz.
Ülkemizin bir kısım topraklarının da hedef içinde olduğunun bile farkında olmayanlar var. Hem de koca koca ünvanlı kişiler. Sayıya dayalı bilim adamlığının neticesi diyebiliriz.
Gençlerimizi demokrasi havariliği içinde eğitmeye çalıştık, ABD’yi, Avrupa devletlerini örnek demokrat ülkeler olarak gösterdik. Peki İsrail katliamı nasıl yapıyor? İşte bu demokratların gücü ile gerçekleştiriyor.
Yıllardır süregelen yap-boz eğitim sistemi duygusuz, çevremizdeki derin gerçeklerden habersiz gençler üretti. Kusura bakmayın, bunu bizler yaptık. Dayatılan gerçeklikler gerçeklerden uzaklaştırıyor (Az sayılacak bilinçliliği lütfen söylemeyin).
Bana göre vatandaşlar olarak İspanyollar kadar, Celtic taraftarı kadar bile olamadık. Sormadan edemiyorum. “BM Genel Kurulu’nda gündem Filistin. Ya ülkemizde!”
Perşembe günü dersimde gençlere soracağım.