Türk futbolseverinin ömrü kandırılarak, bir tiyatronun ‘saf’ izleyicisi olarak geçip gidiyor. Biraz uyanık olan Avrupa’dan futbol izliyor.
Örnek vermek gerekirse, Türk filmleriyle Hollywood filmleri arasındaki fark gibi diyelim.
Taraftarının şampiyonluk beklediği takımlar ligdeki iddiasını kaybedince, taraftarını Türkiye Kupası amortisiyle susturmaya çalışıyor. Zaten Avrupa macerası çoktan bittiği için, kupadan da elenince, hele bir de devre arası transfer dönemi geçtiyse panik başlıyor.
Bu sefer şampiyonluk yarışındaki ezeli rakiplerine sallayarak prim yapıyorlar.
Şimdi soruyorum Galatasaray’da Hagi gelince bütün dertler bitmiş miydi ki, Hagi gidince her şeyin düzelmesi bekleniyor? Mutlu mu oldu Galatasaraylılar? O zaman dünya kadar tazminat vermek neyin nesi? Neden gönderiliyor Hagi? Ve tazminat ödemek pahasına “Hagi gönderilsin” diyen Galatasaraylıları da anlamak zor. Bekarsınız, karı boşuyorsunuz, nafakayı başkasına ödetiyorsunuz. Koca camiada bu babalarının parası gibi harcanan milyonların hesabını soracak kimse yok mu?
Fenerbahçe son maçta şampiyonlukları kaçıra kaçıra taraftarını depresyona soktu. İşi abartıp kaçırdıkları şampiyonluklarda bile sevinmeye başlayınca depresyon hali tavan yaptı, kanarya timsah gibi yürümeye başladı.
Yönetim ne yaptı? Göz boyadı. ‘Masa başında oynamadık’ diyerek züğürt tesellisiyle taraftarını kandırdı.
Beşiktaş’ı hiç saymıyorum bile. Onların yöntemi farklı. Dünya yıldızlarının parıltısıyla taraftarının gözünü kör ederek beceriksizliklerini örtmeye çalışıyorlar.
Trabzonspor fark kapanınca, dikkati başka yöne çekiyor. Bunu yapan yönetimleri. Sadri Şener el bombasını koydu, pimini taraftara çektirdi. Şimdi Trabzonspor taraftarı bildiğiniz bir paranoyaklık halinde. Evlerinde elektrik kesilse, Fenerbahçe ve hakemlerden bulacaklar.
Kasımpaşa maçının uzatmalarında verilmeyen penaltı ile Gençlerbirliği maçında attıkları golün ofsayt olması görmezden geliniyor.
Sorumlu kim? Taraftarı kandıran yönetim.
Oysa herkes biliyor hakemlerin hataları art niyetli yapmadığını. Sadece işine gelen kullanıyor bunu.
Sonra Federasyon öyle bir ceza veriyor ki, ödül gibi. Türk futbolunun altına dinamit koyan yöneticilere saçma sapan hak mahrumiyeti cezaları.
Yahu stat zaten kulüplerin. Protokole girmez, locasında izler maçı. Size mi soracak? Akılları sıra ceza veriyorlar.
Bizim futbolumuzu, ‘taraftarımızı eğitelim’ diyeceğine deplasmana taraftar götürmemeyi çözüm sanan yöneticiler yönetiyor.
Sonra Galler’den biri geliyor, ‘Taraftar götürmemek yerine rakı şişesi götürmemeyi denesek daha iyi olmaz mı” deyip tokat gibi vuruyor yüzümüze eğitimsizliğimizi.
Bizi kandıranlar kulüplerle mi sınırlı?
Tuncay Şanlı futbolumuzun en büyük yıldızlarından biriyken, Bundesliga’da küme düşmek üzere olan Wolsburg’da forma bulamıyor, bu arada U17 Milli takımı, Avrupa Şampiyonası Elit Tur 4. Grup'taki ilk maçında Almanya'ya mağlup olurken Alman milli takımında 7 Türk futbolcu oynuyor ve 2-0 biten maçta Almanların 2 golünü de Türk oyuncular atıyor.
Antalya’da durum farklı mı?
U15 Milli takımına çağırılan Doğukan Duyum, A takımla idmanlara başladı, bugün bölge karmasına bile layık görülmüyor.
Sonra Antalya’dan futbolcu çıkmaz diye dizler dövülüyor. Antalya’da 500 antrenör varken, Futbol Federasyonu’nun bölge antrenörü olmadığından, futbolcu seçmeye İzmirli antrenörler gelirse olacağı bu.
Belki de biz kandırılmayı hak ediyoruzdur kim bilir?