Bildiğiniz üzere önümüzdeki hafta Antalya Muratpaşa Bölge Temsil Kurulu (BTK) seçimleri yapılacak

Yazmak, tutkularımdan biri olunca adayların seçim çalışmalarında gördüğüm ilginç şeyleri yazıya dökmeden edemiyorum.

Yani tam bir “söylesem birileri kırılacak ama sussam gönlüm razı değil” durumu hâkim.

Nitekim geçen gün yazdığım yazı nedeniyle Oktay Arı bana kırılmış.

Turizmle ilgili bir toplantıda karşılaşınca ayak üstü sohbet ettik. Kendisiyle ilgili yazdıklarımdan dolayı sitemini dile getirdi.

Bende kendisine yazdıklarımın arkasında olduğumu söyledim.

Kendisi sevdiğimiz turizmci arkadaşımız ancak asıl işi acentacılık değil!

Mesela ‘Organizasyon İşletmeleri’ gibi bir derneğe aday olsa kendisini desteklerdim.

Ama iş Türkiye Seyahat Acentaları Birliği olunca orda duracaksınız!

Zaten, istifa ederek görevinden ayrılan eski BTK başkanının sahneye sürdüğü bir aday olduğu o kadar belli oluyor ki.

‘Vekaleten başkan’ lakabı adeta üzerine cuk diye oturdu.

**

Öte yandan diğer başkan adayı Tolga Özgüven’in çalışmalarını gözlemlerken davranışlarında da açıklamalarında da yerine oturmayan şeyler olduğunu fark ettim.

Bir taraftan içinde bulunduğu mevcut BTK yönetiminin çalışmalarından şikâyet edip adaylığını açıklıyor.

Diğer yandan tüm seçim çalışmalarını Muratpaşa BTK Başkan yardımcısı sıfatıyla yürütüyor.

İnsana “bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu” demezler mi?

Madem yapacak çok şeyin vardı neden mevcut yönetimdeyken yapmıyorsun?

Velev ki görev sırasında birtakım engellemelerle karşılaştın, durumu detaylarıyla anlatan bir basın açıklaması yaparak kamuoyunu bilgilendiremez miydin?

Sonrasında istifa edip adaylığını açıklaman gerekmez miydi?

Daha sorulacak çok soru var da neyse!

Seçim çalışmalarındaki vaatleri işitince bu arkadaşımızın da diğeri gibi ne TÜRSAB’ın mevzuatlarından ne de mevcut icraatlarından bihaber olduğunu anlıyoruz.

Daha önce yapılanları vadetmek ya da yetki ve sorumluluk tanımlarında olmayan şeyleri “yapacağım” diyerek üyelerden oy devşirmeye çalışmak olunca bu vaatlerin ciddiye alınacak tarafı kalmıyor.

**

Bu aday kardeşimizin rahmetli babası Aydın Özgüven memleketini seven faydalı başarılı bir iş insanıydı.

Memleketimize ve turizme sağladığı faydalar çoktur, Allah gani gani rahmet eylesin.

İbradı’daki ata evini restore ettirerek işe başlayan ve bugünkü “Düğmeli Evler” projesini ortaya çıkartan ileri görüşlü bir babadan bahsediyoruz.

Asıl işi otel ve restoran işletmeciliği olan Tolga Bey de işte o vizyoner babadan miras kalan yerleri işletiyor.

Seyahat Acentacılık mesleğinin öncelikleri arasında olmadığı, bu mesleği daha ziyade hobi olarak yaptığı görülüyor.

Zaten geçmişteki tercihleri de bunu teyit ediyor.

Son iki dönemde yapılan Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) seçimlerinde Otel ve benzeri Konaklama işletmelerinin bulunduğu 36’ncı gruptan aday olmuş ve sonrasında bu seçimleri kaybetmiş biridir.

Eğer, asıl işi Seyahat Acentacılığı mesleği olsaydı, ATSO seçimlerinde Acentaların temsil edildiği 45’inci gruptan aday olurdu.

Zaten bu arkadaşımızın ATSO ile ilgili birtakım takıntıları olduğu aşikâr.

İki kez aday olup kaybettiği için mi yoksa başka bir neden mi bilemiyorum ancak bu kurumla ilgili saplantıları öyle bir boyuta ulaşmış ki her konuşmasında konuyu bir şekilde ATSO ve seçimlere getirmesinden anlaşılmaktadır.

**

Nihayetinde görünen manzara şu;

Eğer sizin ATSO yönetimine girmek için birtakım hayalleriniz varsa ve bu hayalleriniz iki kez kesintiye uğramışsa o zaman siz de başka yol ve yöntemler denersiniz.

Hal böyle olunca, esas dertlerinin seyahat acentalarına hizmet etmek olmadığını düşünmeye başlıyorsunuz.

Bu durum, TÜRSAB gibi bir meslek örgütünü basamak olarak kullanmaya dayalı bir ‘adaylık’ olarak ortaya çıkıyor.

Yani konu TÜRSAB ama gerçek niyetler bambaşka!

Böyle bir tercih, Antalya’daki TÜRSAB üyesine saygı duymayan, onları amaçlarının öznesi değil nesnesi olarak gören bir anlayışı temsil ediyor.

Böyle kurumlara adaylık, birilerinin kariyer basamakları olmak için değil; mesleki birikimini seyahat acentaları için kullanmak olmalıdır.

Aksi hâlde kurumlar, kişisel ihtiraslar için basamak olarak kullanılmaktan öteye gitmeyecektir.

Göreve talip olurken asli unsur şeffaflık ve üyeye sadakat olmalıdır.

Görev için en uygun olanı seçmek için de liyakate bakmak lazım.