Aslında soruyu şöyle de sorabiliriz: Kürtlerin HDP’ye oy vermesi için bir tek neden var mı? Bana sorarsanız, yok! Ben HDP’nin desteklenmesi için bir neden bulamıyorum. Evet, Kürtleri temsil eden bir parti olmalı ve desteklenmeli de. Lakin bu, HDP değil, olamaz da!
Sebep? Devenin neresi doğru misali, eğrilerle dolu bir görüntü sergiliyor HDP. Parti kuruldu kurulalı, kürtlere bir fayda sağlamadı. Bir kazanımı olmadı. Bakmayın siz, “Dağdaki gerillanın silahlı mücadelesi olmasaydı, T.C.Kürtlere bu hakları vermezdi” yalanlarına. Bilakis, PKK olmasaydı Kürtlerin canı bu kadar yanmazdı.
PKK-HDP, Türk ırkçılığı yapan bir kısım kanı bozuk güruhun ekmeğine yağ sürdüler. Kandan beslenen ırkçı partilere, ırkçı medyaya(Türkiye Türklerindir yazan medya!), ırkçı ve rantçı bazı ordu ve emniyet mensuplarına koz verdiler. Her silahlı eylemde bunların elini güçlendirip, zulümlerine, işkencelerine, baskılarına daha çok zemin hazırladılar. Olan hep masum Kürtlere oldu. Dev bir mengeneye sıkışmış gibi, iki taraftan da baskı gördü. Köyler yakıldı, binlerce köy boşaltıldı. Olağanüstü hal uygulaması, sokağa çıkma yasakları, kepenk kapatmalar, gözaltılar, işkenceler. Bu baskı ve zulümleri hiç hak etmemişti Kürt halkı, ama bunu onlara reva görenler kimlerdi peki?
Aslında bu sorunun cevabını, içinde Allah korkusu olan, vicdan sahibi herkes gayet iyi biliyor. Biliyor da, buna rağmen niçin yanlışın arkasından gidiyor, cevaplanması gereken asıl soru bu. Ben müslümanım diyen bir Kürt, İslam’a bu kadar uzak ve neredeyse kin kusan bir oluşumu destekler mi? Müslüman bir Kürt; “Kabe Müslümanların kutsal mabediyse, Taksim Meydanı da bizim kutsalımızdır!” diyebilen bir insanın arkasından gider mi? Ne yani; Kabe-i Muazzama Kürtlerin kutsalı değil mi? Ne demek “Kabe Müslümanların, Taksim Kürtlerin kutsalı!”??
Bunu söyleyen ve bunu söyleyeni destekleyen bir Müslüman, Allah’tan korkmaz mı? Hesap gününden korkmaz mı? Hangi siyasi parti, hangi siyasi söylem bizim kutsalımızdan daha değerli olabilir, ey Müslüman Kürt halkı!?
Gazetesinin logosunun altında hergün “Türkiye Türklerindir!” ırkçı söylemini yayınlayan bir medya patronu, eğer HDP’yi destekliyorsa ey Kürt halkı, sen kime hizmet ediyorsun!? Yıllarca Kürt düşmanlığı yapan, merhum Ahmet Kaya için “Vay şerefsiz!” manşetleri atan bir gazetenin yazarlarıyla, gizlice buluşup yemek yiyen bir lideri mi takip ediyorsun!? Kürtlere olan kinleri yüzünden, AK Parti iktidarından önce HDP’yi defalarca kapatanlarla kim mücadele etti? Parti kapatmayı kaldıran Anayasa değişikliğini kim hazırladı ve referanduma götürdü? Peki, madde mecliste oylanırken kim desteklemedi? Tabii ki HDP!
Bu bile gösteriyor ki, HDP çözüm filan istemiyor. Kapatılmak istiyor, kriz çıksın istiyor. Silahlar susmasın diye her yolu deniyor. Şımarık çocuklar gibi sürekli bahaneler üretiyor. Hükümet samimi değil diyor ama, bunu görmemiz için 24 saat bile fırsat vermiyor. Kobani’yi bahane ederek vahşileri sokağa döküyor. Güya kürtleri savunuyorum diyerek, Yasin Börü gibi günahsız 50 civarında Kürt gencinin vahşice katledilmesine sebep oluyor. Sonra İmralı’dan fırçayı yiyince, çıkıp pişkince “Ben sokağa çıkın dedim, öldürün demedim!” diyor.
Doğu ve Güneydoğuda yardıma muhtaç onca aile, dul ve yetim varken; halktan topladığı zorunlu himmetleri(!) Tatarlar’a, Kazaklar’a, Özbekler’e ve bilumum alakasız ülkelere götüren Paralelcilere kucak açan HDP’li belediye başkanı! Paralel gazetenin Genel Müdürünü, binanın arka kapısından içeri alıp elini sıkan HDP’li Diyarbakır Belediye Başkanı! Risale-i Nur okuyup ondan beslendiğini, ancak Bediüzzaman Said Nursi’yi sırf Kürt olduğu için sevemediğini itiraf eden ve Kürtleri hor gören Paralel İmam’ın medyasına sarılan HDP!
Bu bize reva mı ey halkım! Ey Kürt halkım, Allah için sakince düşünün biraz. Geriye dönüp yaşananlara, olaylara bir daha bakın. Kim, nerede, kiminle ve neler yapmış. Kim zarar görmüş, kim kar etmiş. Aslında o kadar net ve bariz olarak görünüyor ki her şey. Sadece bakış açınızı değiştirin. Farklı bakın biraz, kuş bakışı bakın. Resmin bütününe bakın. Farkı hemen fark edeceksiniz. Vicdanınız ve mantığınız sizi dürtecek ve yanlışa cesurca “Yanlış!” diyeceksiniz.