Aslında başlık olarak medyanın ahlaksızlık üretme çabası olarak düşündüm ama en sonunda bu başlığı koymaya karar verdim

Konuyu dağıtmadan ele alacağım. Sadece medya denilen bir sektörün bir toplumun ahlakına neden bu kadar saldırır sorusunun cevabını bulmaya çalışacağım.

Medya sektörünün tarihine bakacak olursak ilk olarak karşımıza sırasıyla duvar ilanları, yerel gazeteler, ulusal gazeteler, radyolar, televizyonlar, internet devrimiyle birlikte sosyal medya uygulamaları ve cepte taşınan bilgisayarlar çıkıyor. Bu son teknolojiye cep telefonu desek de en küçük özelliği telefon uygulaması olduğunu biliyoruz artık.

Medyanın iki ana işlevi söz konusuydu normal zamanlarda.

-Şehirde, ülkede ve dünyada olup biteni olabildiğince objektif haber vermek,

-Toplumun ilim ve fikir adamlarının olayları yorumlamaları, toplumun zihin dünyasını zenginleştirmeleri için yazılarını yayınlamak.

Bir müddet bu tarz medya çalışmaları devam etti. Ama son elli yılda medya sinema ve müzik sektörüyle buluştu. Bu sektörün halk tarafından ilgi gösterilen şahıslar üzerinden haberler yapmaya başladı ve adına magazin denilen tür ortaya çıktı.

Artık halk ekranlarda gördükleri meşhurlar hakkında yazılan ve yayınlanan görsel haberlere alıştırıldı. Fark ettirilmeden bağımlı haller ortaya çıkarıldı.

Bu magazin sektörüne bir yan alan daha açıldı ve adına da moda koydular. İnsanlığın bir kısmı tarih boyu giyim kuşamına dikkat ederdi ama bu moda meşhurların her alanda giydikleriyle ilgiliydi.

Durum o hale geldi ki artık bilhassa hanımların giyim kuşamını birileri belirliyor ve onun dışındakiler çağdışılıkla itham edilerek dışlanıyorlar.

Bütün bunları medyanın her türlüsü aracılığıyla öğreniyoruz.

İnsanoğlu ilk zamanlardan itibaren vücudunu ve barınağını örtmekle meşgul olmuş. Örtünme konusunu coğrafyaya, iklime, dinine ve ürettiği kültüre göre belirlemiş.

Bu yüzyıla kadar da bu durum devam etmiş. Kapitalizm yani maddecilik çağına girdiğimizde durum değişmiş ve örtünen insanı tekrar moda diye açmaya karar vermişler. Ve moda diye ilkelleşilen bir zamanı hayretlerle yaşar hale geldik.

Kimisi bunun adına özgürlük diyor ki bu durum kesinlikle özgürlüğün tarifiyle örtüşmez.

Son yüzyılda sanayi devrimi ve dünya savaşları sonrasında kadın üzerinden yürütülen bu dönüşüm artık kontrolden çıkmış bulunmaktadır. Kadını fıtrattaki kimliğinden kopararak bir tüketim aracı olarak kullanılmasına öncelikle bu konuda bilinçli olan kadınların doğru bir usul ve üslupla karşı çıkmaları gerekir.

Çünkü erkeklerin başlattığı bu çılgın hareketi artık erkekler durduramaz ve de bitiremez. Çünkü erkek müdahalesi de suç olarak kabul edildi.

-Bu durum doğal cinsel hayatın da sonunu getiriyor. Fıtrattaki duygu ve ilgi yer ve yön değiştiriyor. Adına sapkınlık denilmiş davranış bozuklukları artık normal bir eğilimmiş gibi medya aracılığıyla normalleştiriliyor.

&&& Yetkililerimizin dizilere, müzik kliplerine, moda ve magazin programlarına ve gündüz kuşağı komedilerine! bir an önce ahlaki ve kültürel disiplin getirme zorunluluğu geldi ve geçiyor. İnsanımızın çoğunluğu bu konudaki iradeyi ellerinden kaçırdı maalesef.

-Bu disiplini şu an için sadece devlet ve kanun gücü uygulayabilir. Bunun ardından bütün eğitim ve öğretim kurumları da halkı eğitme adına faaliyetlerini etkili bir şekilde sürdürebilir.

-Geldiğimiz durumun adı özgürlük olamaz. Bunun adı hak olamaz. Bu durum şerefli olması istenen insana ait bir tarz olamaz.

-Buna kendini bitiren insan denilebilir. Varlık sebebini yok eden insan denebilir. Değersizleşen bir insanlık denilebilir.

-Mevcut şartlar altında ne dini ne de milli eğitim ve öğretimden bahsedilemez. Hiçbir eğitim ve öğretim programlarından sonuç alınamaz.

UTANMAYAN İNSAN DİLEDİĞİNİ YAPAR.