Günümüzde başarısız yönetici, mobbingle kendi egosunu tatmin ediyor. Bizse, yaşamak için çalışmak, üretmek için çalışmak, ülkemiz için çalışmak zorundayız.

“İlimsizlik ve bilgisizlik yüzünden, cehalet hortlayıp çıkar mı çıkar, sevgisizlik ve saygısızlık yüzünden, İNSAN İNSANDAN, BIKAR MI BIKAR” demiş, rahmetli Neşet Ertaş.

Bugün ise tam tersi bir durumda, artık ilim ve bilgi sınırsızken, sevgisizlik, saygısızlık diz boyu. Bu eksikliğin, egosal tatmini ve karşılanması için, kabul görme ihtiyacı, kişisel kaprisler ve ego ile, insanları hayatlarından bezdiren, yüzkarası yöneticiler, insanlar yaratıyor ilim. Toplum içinde bilinen adıyla “bana taktı” kelimesi artık çalışanların hayatlarına giriyor.

Günlük hayatın önemli bir kısmı, genelde iş yerinde geçmekte ve insanlar ailelerinden, arkadaşlarından daha fazla iş arkadaşlarıyla vakit geçirmektedirler. İş hayatı ise, kendi içerisinde rekabet, kar baskısı, stres, kişisel hırslar, egolar, görüş farklılıkları, kişisel psikozlar vb. hususları içinde barındırmaktadır.

Mobbing kısaca iş yerinde, duygusal psikolojik tacizdir. Mobbingci kişiler, genellikle ilgi görmek isteyen, zayıf kişilikli, övgüye aşırı ihtiyaç duyan, silik karakterli, güçten hoşlanan, çalışanları motive edemedikleri için, onları kontrol altına almaya çalışan hasta ruhlulardır.

Mağduru yok sayma, hakaret, argo ya da küfür içeren sözler söyleme, damgalama, aşağılama, sürekli olumsuz eleştirme, hiç takdir ya da teşekkür etmeme, işi tam yapsa bile, bir tarafına kulp takma, mantıksız işler isteme uyguladıkları yöntemlerdir.

Mobbing mağdurlarının, medeni kanun, gerek borçlar hukuku, gerekse iş kanunu açısından, iş sözleşmesini, karşılıksız fesih etme, kıdem ve ihbar tazminatı almaya hak kazanmasının yanında, manevi tazminat davası açma hakkı da vardır.

Yapılan araştırmalarda mobbing, bilinenin tersine, özel sektörde değil, kamuda daha yaygın bir hal almış durumdadır. Özel sektörde çalışanlar, durum dayanılmaz hal aldığında, işten ayrılma, iş değiştirme yöntemine başvurabilmektedirler. Fakat kamu çalışanının durumu, çok daha vahimdir. Kadın erkek açısından bakıldığında, kadınlara yönelik cinsel içerikli, erkekler için tecrit edilme şeklinde kendini göstermekte ve oransal dağılımı da kadın erkek arasında eşittir.

Maalesef ki mobbing ağır sonuçlar doğurmaktadır. Kars’ta yaşanan mobbing olayında, sosyolog Veysi Erim, TÜİK bölge müdürü ve 6 kişiyi öldürerek, sonrasında intihar etmişti. Devletin yetkili organları; kişinin cinnet geçirdiği, psikolojik sorunları olduğu vs. nedenlerle, kurumların marka değerlerinin ve halkın kurumlara olan güveninin yitirilmesinin önüne geçilmesi amaçlı, bu şekilde açıklamalar yapmıştı. Oysa ki, bu olaydan önce sendikalar, bu kurumda uygulanan mobbing ve keyfi uygulamalar için eylem yapmış, şikayetlerde bulunmuştu.

6098 sayılı Yeni Borçlar Kanununda“İşveren, hizmet ilişkisinde işçinin kişiliğini korumak ve saygı göstermek ve işyerinde dürüstlük ilkelerine uygun bir düzeni sağlamakla, özellikle işçilerin psikolojik ve cinsel tacize uğramamaları ve bu tür tacizlere uğramış olanların, daha fazla zarar görmemeleri için, gerekli önlemleri almakla yükümlüdür denilmektedir.

Mobbinge uğrayan çalışanlara tavsiyem, öncelikle mobbingin gerçekleştiğini düşünüyorsanız, bu durumu içinize atıp, sakın sineye çekmeyin. Hemen uygulayıcı kişiye, bu duruma son vermesi için uyarın. Üst yönetime şikayet dilekçeleri verin. İşten atılırım diye korkmayın. Alo 170 hattını arayarak, burada resmi bir kayıt açtırın ve buradaki psikologlardan, telefonda yardım alın. Tedavi için doktora gittiğiniz de, fatura alın ya da sağlık sunucularından yaptığınız, tedavi süreciyle ilgili tüm ilaç ve tedavi giderleriniz ve evreleri ile ilgili dökümanlarınızı toplayın. Bunlar sizin mobbingci zorbaya karşı işten atılma, istifaya zorlanma ve ya da mahkeme durumlarında kullanabileceğiniz ispatlayıcı belgelerdendir. Yaptığınız tüm harcamaları mobbingciden alabilirsiniz, manevi tazminat ve işe iade davası açabilirsiniz.

Devlet bu manada gerekli tedbirleri halen almamaktadır. Kamu ya da özel kurumlar her 6 ayda bir, mobbingle ilgili denetlenmeli, eğitim, seminerler verilmeli, birebir görüşmeler yapılarak, düzenlenecek raporlar, devlet personel daire başkanlıkları ve sosyal güvenlik kurumu bünyesinde oluşturulacak birimlere intikalleri yapılmalıdır.

Ayrıca tüm illerde mobbing merkezleri kurulmalıdır. Sadece çalışanlar değil, toplumun her kesiminden insan öğrenci, eşler, aile fertleri bu tarz baskılara maruz kalmaktadır. Bununla ilgili Milli Eğitim Bakanlığı, bu konuyu okullarda ders kitaplarına yerleştirmelidir.

Gelişmekte olan 3. dünya ülkesi olarak, insanın insanı beğenmediği, kendini beğenmişliğin alıp başını yürüdüğü bu yüzyılda, gelecekte hasta ruhlu nesiller yetiştirmek yerine, gelişmiş medeniyetler seviyesine ulaşmak ve en azından saygı ve değerlerin yitirilmemesi için, bu adımların bir an önce atılması gerekir. Mobbingin, mağdurun kendisinin yanında, ailesine, iş yerine, topluma ve başta sağlık giderleri olmak üzere, ülke ekonomisine büyük zararlarının olduğu unutulmamalıdır. Mobbing insanlık suçudur.

 

Sevdiğim sözler

“İnsanı ateş değil kendi kibri yakar, herkeste kusur görür, kendisine kör bakar. Kime nasıl bakarsan, o da sana öyle bakar.” Mevlana